Gelişim Psikolojisi Nedir?
Gelişim psikolojisi, insanların yaşamları boyunca geçirdikleri değişimi anlamaya ve açıklamaya yönelik bir psikoloji alt dalıdır. Bu disiplin, bireylerin fiziksel, bilişsel, duygusal, sosyal ve kişisel olarak nasıl büyüdüğünü ve değiştiğini inceleyerek insan davranışını anlamamıza yardımcı olur. Bu makalede, gelişim psikolojisinin temel kavramlarına ve önemine değineceğiz.
Gelişim Psikolojisi Nedir?
Gelişim psikolojisi, biyolojik, psikolojik ve davranışsal yeteneklerin daha basitten karmaşığa doğru evrimleşmesini inceleyen bir disiplindir. Diğer bir deyişle, bu alanda yapılan çalışmalar, bireylerin zaman içindeki değişimlerini anlamak, açıklamak ve değerlendirmek üzerine odaklanmaktadır. Bazı insanlar için, gelişim psikolojisi, bir organizmanın yaşamı boyunca geçirdiği farklı dönemlerin veya evrelerin tanımlanması ve detaylı bir şekilde incelenmesiyle ilgilidir.
Gelişim psikolojisinin temel amacı, bireylerin biyolojik, bilişsel, duygusal ve sosyal açılardan nasıl değiştiğini anlamaktır. Bu anlamda, araştırmacılar yaşamın farklı aşamalarındaki gelişim özelliklerini, etkileyen faktörleri ve bu süreçlerin birey üzerindeki etkilerini inceleyerek geniş bir perspektif sunmaktadır.
Bu alandaki çalışmalar, bireylerin çocukluktan yetişkinliğe kadar olan süreçte nasıl evrildiğini ve bu evrimin genetik, çevresel ve psikososyal etmenlerle nasıl etkilendiğini anlamamıza yardımcı olmaktadır. Gelişim psikolojisi, bireylerin yaşam boyu süren değişimlerini kavramak ve bu değişimlerin nedenlerini, süreçlerini ve sonuçlarını anlamak için önemli bir araştırma alanı olarak kabul edilmektedir.
Bilişsel Gelişim
- 0-2 Yaş Arası Bilişsel Gelişim: Bebek, doğumdan itibaren çevresini keşfetmeye başlamaktadır, temel araçları duyusal ve hareketsel yetenekleridir. Nesnelerin değişmezliğini keşfeder, önce nesne sadece görme alanındayken var olduğunu düşünür, sonra değişmezlik kavramını anlar.
- 2-5 Yaş Arası Bilişsel Gelişim: Çocuğun iç temsil süreçleri karmaşıklaşır, kelime kullanımı artar. Nesneleri sembollerle ilişkilendirir, oyunlarda rol yapmaya başlar. Nesneleri kategorilere ayırma yeteneği gelişir, dil gelişimi bilişsel gelişimin bir yansımasıdır.
- 5-12 Yaş Arası Bilişsel Gelişim: Çocuk, nesneleri sembolik olarak temsil edebilir hale gelmektedir. Daha karmaşık bilişsel işlemleri yapabilmekte, sınıflandırma yeteneği artmaktadır. Başkalarının perspektifinden olayları görmeye başlamakta, düşünce tarzı ego merkezli olmaktan uzaklaşmaktadır.
- 12-18 Yaş Arası Bilişsel Gelişim: Formel operasyonlar evresine geçilmekte, çocuk yetişkin dünyasıyla iletişim kurmaya hazır hale gelmektedir. Mantıksal düşünce gelişir, tümdengelim düşünme tarzı ortaya çıkar.
Bilişsel gelişim sürecinde dilin rolü önemlidir. Çocuk, çevresiyle etkileşim içinde olurken, içsel temsiller ve semboller aracılığıyla düşünce kapasitesini geliştirmektedir.
Kohlberg, ahlaki düşüncenin gelişimini Piaget'in kuramına dayanarak açıklamış ve bu gelişimi 7 aşamalı bir tablo ile tanımlamıştır:
- Cezaya İtaat Yönelimi: Bu aşamada davranışlar tamamen dış denetim altındadır. Cezalar ve ödüller, davranışın yönlendirilmesinde belirleyici rol oynamaktadır. Otoriteye karşı itaat temel ahlaki ölçüdür.
- Bireysellik, Amaca Yönelik Değiş-Tokuş: Bireyin ihtiyaçlarını gideren her şey doğrudur. Doğru alışveriş ve değiş tokuş, doğru yolda olduğunu göstermektedir. Anlaşmalar ve sözleşmelere önem verilmektedir.
- İyi Çocuk Yönelimi: Bu aşamada doğru olan, diğerleri, özellikle de aile üyeleri gibi yakın ilişkide bulunanlar için yapılmaktadır. Beklenenleri yerine getirmek en doğru davranış biçimidir.
- Yasa ve Düzen Yönelimi: Bireyin algısı aile içi konuları aşmış ve toplumu kapsamıştır. Yasalara uymak, otoriteye saygı göstermek ahlaki davranış olarak kabul edilmektedir.
- Toplumla Sözleşme Yönelimi: Yasalar önemlidir, ancak bunlar değiştirilebilen sözleşmeler olarak görülmektedir. Yasaların topluma hizmet etmesi ön plandadır.
- Evrensel Ahlak İlkeleri: Bireyin düşünüşünü temel ahlaki ilkeler belirlemektedir. Ahlaki ilkelerle yasalar arasında genellikle çelişki olmaz.
- Kutsallıktan Kaynaklanan Ahlak Anlayışı: Bu aşamada birey, evrensel bir düzen kurmaya çalışmakta ve kendini bu kutsal düzenin bir parçası olarak görmektedir. Bu düşünce, Mevlana'nın sınırsız sevgi ve bağlılık anlayışına benzer bir şekilde evrensel bir perspektife odaklanmaktadır.
Zihinsel Gelişim
Piaget'e göre zihinsel gelişim, dört aşamada gerçekleşmektedir:
- Duyusal Motor Dönem (0-2 Yaş): Bu dönemde çocuk, duyular ve duyu organları aracılığıyla çevresiyle etkileşime geçmektedir. Bu dönemde özgür hareketlerin teşvik edilmesi önemlidir, çünkü çocuk bu sayede çevresindeki temel kavramları geliştirmektedir.
- İşlem Öncesi Dönem (2-7 Yaş): Nesnelerin yerini semboller almakta ve deneyimlere dayalı akıl yürütme yeteneği gelişmektedir. Nesneleri sınıflandırma yeteneği ortaya çıkmakta, oyunlarda sembolik işlemler gözlemlenmektedir.
- Somut İşlem Dönemi (7-11 Yaş): Bu dönemde çocuk, maddenin korunması ve ağırlıkların korunması gibi ilkel matematiksel kavramları anlamaya başlamaktadır. Bu dönemde, öğrenme deneyimleri somut materyallerle desteklenmelidir.
- Soyut İşlem Dönemi (11-...): Bu denem ergenlik ile başlamakta ve çocuk soyut düşünme yeteneğine ulaşmaktadır. Bu aşama, tümevarım ve tümden gelim yollarıyla düşünebilme yeteneğini içermektedir. Piaget'e göre, bu döneme geçiş, nörofizyolojik değişikliklere ve çevresel etkenlere bağlıdır.
Psikososyal Gelişim
Erikson'un gelişim teorisi, insan yaşamını sekiz evrede ele almaktadır. Bu evreler, bireyin yaşamındaki temel görevleri ve krizleri tanımlamaktadır.
- Temel Güven(Trust) (0-1 Yaş): Bebeklik dönemidir ve temel görev güven oluşturmaktır. Bebek, dünyaya güven duyabilmesi için bakım verenin sürekli ve güvenilir olmasına ihtiyaç duymaktadır.
- Özerklik(Autonomy) (1-3 Yaş): Çocuk, bağımsızlık ve kontrol hissi geliştirmeye başlamaktadır. Tuvalet eğitimi gibi deneyimler, çocuğun kendi kararlarını almaya ve kontrol etmeye çalışmasına olanak tanımaktadır.
- Girişim(Initiative) (3-6 Yaş): Bu evrede, çocuklar hayal güçlerini kullanarak oyun oynamaktadır. Yaratıcılık ve girişimcilik gelişmektedir. Ancak, aşırı kontrol edilme veya suçluluk hissi bu dönemde sorunlara neden olabilmektedir.
- Çalışma ve Yapıcılık(Industry) (6-12 Yaş): Çocuklar, yeteneklerini geliştirmek ve üretken olmak istedikleri bir dönemdedir. Eğitim, sosyal ilişkiler ve beceri kazanma önemlidir. Başarısızlık veya beklentilerin karşılanmaması durumunda aşağılık duygusu ortaya çıkabilmektedir.
- Kimlik(Identity) (12-18 Yaş): Ergenlik dönemidir ve kimlik arayışının yoğun olduğu bir zamandır. Kimlik oluşturma, kişisel değerlerin, inançların ve hedeflerin anlaşılması bu evrede önemlidir. Kimlik bunalımı, bu sürecin sorunlarından biridir.
- Yakınlaşma(Intimacy) (Genç Yetişkinlik): Genç yetişkinlikte, birey romantik ilişkiler kurma, bağlılık oluşturma ve başkalarına duygusal olarak yakınlaşma arayışındadır. Başarısızlık, yalnızlık hissine yol açabilmektedir.
- Üretkenlik(Generativity) (Orta Yaş): Bu evrede birey, toplum için bir şeyler yapma arzusuyla karakterizedir. Aile kurma, çocuk yetiştirme, kariyerde başarı ve toplum hizmeti gibi faaliyetler önemlidir. Başarısızlık, düşük üretkenlik hissine ve içsel bir boşluk duygusuna neden olabilmektedir.
- Benlik Bütünlüğü(Ego Integrity) (Yaşlılık): Yaşlılık dönemi, kişinin yaşamını değerlendirme ve kabullenme sürecidir. Yaşam boyu öğrenmelerin bütünlük içinde birleştirilmesi ve ölümle barışma bu evrede önemlidir. Başarısızlık, pişmanlık ve korku hissiyatına neden olabilmektedir.
Erikson'un teorisi, bireyin yaşamındaki her evrenin bir öncekine dayandığını ve bir sonrakini etkilediğini vurgulamaktadır. Bu evrelerdeki başarılar veya sorunlar, kişinin genel yaşam kalitesini etkileyebilmektedir.
Fiziksel(Bedensel) Gelişim
Döllenmeden ölüme kadar olan süreçteki büyüme, durgunluk ve çöküş evrelerindeki bedensel değişiklikleri ifade etmektedir. Boy, ağırlık, iskelet, kas, sinir, bez, sindirim, kan ve solunum sistemleri gibi unsurlar fiziksel gelişim içinde değerlendirilmektedir.
- Boy ve Ağırlık Gelişimi: Çocukların başlangıçta büyüklüğü ve kilosu, doğumdan itibaren sürekli bir değişim göstermektedir. Kız ve erkek çocuklar farklı büyüme oranlarına sahiptir, her birinin kendine özgü bir büyüme ritmi vardır. Boy ve kilo artışı, doğumdan sonraki birkaç yıl içinde hızlı olabilmekte, ancak çocukluk ve ergenlik dönemlerinde yavaşlamaktadır. Cinsiyete göre, kızlar genellikle erkeklerden daha erken bedensel olgunluğa ulaşmaktadır.
- İskeletin ve Kasların Büyümesi: İskelet gelişimi, kemiklerin büyümesini içermektedir. Kızlar ve erkekler arasında iskelet gelişiminde farklılıklar görülmektedir. Kemiklerin büyümesi her yönde eşit değildir, kızlar genellikle erkeklerden biraz önce olgunlaşmaktadır. Kas gelişimi, doğumda kas ağırlığının vücut ağırlığına oranının yetişkinliktekinden daha az olduğunu göstermektedir. Erkek bebekler genellikle kız bebeklerinden daha fazla kas dokusuna sahiptir.
- Diş Gelişimi: Kızlar, erkeklerden bir yıl önce diş gelişimine başlamakta ve yaşlarına göre genellikle daha fazla dişe sahiptir. Süt dişleri, 6-7 aylıkken çıkmaya başlamakta ve 4 yaşına kadar tamamlanmaktadır. 6 yaşından itibaren dişler değişmeye başlamaktadır.
- Organların Gelişimi: Organ gelişimi, her organın farklı zamanlarda ve oranlarda büyüdüğü bir süreci içermektedir. Beyin, doğumda belirli bir ağırlığa sahiptir ve yaşla birlikte büyümektedir. Bireyin yüzü, genişlikten ziyade boyuna doğru değişiklik göstermektedir.
İlk iki yıl, çocuğun fiziksel ve zihinsel gelişiminin temellerinin atıldığı önemli yıllardır. Duyu programlarının işlevselliği ve uygun bakım ile çocuğun gelişimine olumlu katkılar sağlanmalıdır.
- Bebeklik Döneminde(0-2 Yaş) Fiziksel Gelişim: Doğumdan sonraki ilk yıl, çocuğun en hızlı büyüdüğü dönemdir. Çocuğun boy uzaması ilk yıldan itibaren azalmaya başlamakta, ancak bir yaşında çocuk doğum boyunun üçte ikisini kazanmış olmaktadır. Ağırlıktaki artış, doğumdan sonraki ilk yılda çok hızlıdır ve 2 yaşına kadar devam etmektedir. Dişler genellikle 5-10. aylar arasında çıkmaya başlamaktadır.
- İlk Çocukluk Döneminde(2-6 Yaş) Fiziksel Gelişim: 2-6 yaş arasında bedensel gelişim hızı azalmaktadır. Ağırlık artışı, 6 yaşın sonunda doğumdaki ağırlığın yedi katına ulaşmaktadır. Kız çocuklar, kemik gelişimi açısından erkek çocuklardan bir yıl ileridedir. Sinir sistemi büyük ölçüde tamamlanmakta, beynin ağırlığı 5 yaşında %90'a ulaşmaktadır. Süt dişleri genellikle 6 yaşına kadar düşmekte ve yerine kalıcı dişler çıkmaktadır.
Sosyal(Toplumsal) Gelişim
Doğumdan yetişkinliğe kadar olan süreçte, bireyin diğer insanlarla ilişkilerini ve bu ilişkilere yönelik duygu ve ilgilerini kapsamaktadır. Sosyal gelişim, bireyin toplumsal normlara uyum sağlaması, grup içinde geçinebilmesi ve kültürüne ait davranış kalıplarını öğrenmesini içermektedir.
Toplumsal Gelişimi Etkileyen Faktörler
- Kalıtsal Faktörler: Genler, bireyin sosyal gelişiminde rol oynamaktadır. Mizacın içe dönük ya da dışa dönük oluşu bu etkenlere örnektir. Zeka, sosyal gelişimi etkilemektedir. Yüksek zeka genellikle toplumsal yönden üstünlükle ilişkilendirilmektedir.
- Çevresel Faktörler: Aile, okul ve toplum, bireyin sosyal gelişimini etkileyen önemli çevresel etkenlerdir. Ailenin sosyal-ekonomik durumu, çocuğun sosyal gelişimini etkilemektedir. Radyo, televizyon gibi medya araçları da çocuğun sosyal gelişimini etkileyebilmektedir.
Okul Öncesi Çocukların Yaşlarına Göre Sosyal Gelişimi
- 0-2 Yaş Arası: Bebekler, 3 ay dolaylarında insanlarla objeler arasındaki farkı görmeye başlamaktadır. Gülümseme, el hareketleri ve tepkiler, sosyal gelişimin belirtileridir. Temel güven duygusu, beslenme ve bakım sürecinde anneleriyle kurulan yakın ilişki ile oluşmaktadır.
- 9-13 aylık çocuklar, ses ve davranışları taklit etme, oyuncaklarla birlikte oynama gibi sosyal davranışlar göstermektedir. 1 yaşına gelindiğinde, çocuk çevresini yalnız başına keşfetmeye başlamakta, ancak temel güvene ihtiyaç duymaktadır. Çevresindeki bireylerle giriştiği sosyal etkileşim, benlik kavramının gelişimine katkı sağlamaktadır.
- 2-3 Yaş Arası: 2-3 yaş arası çocuklar, genellikle isyankarlık dönemine girmektedir. Bu dönemde temel duygusal becerilerini geliştirmekte ve bağımsızlık kazanma sürecine adım atmaktadır. Bu dönemde ebeveynler, çocuklarının duygusal ihtiyaçlarını anlamak ve onlara uygun destek sağlamak konusunda önemli bir rol oynamaktadır.
- 4 Yaş: 4 yaşındaki çocuklar, arkadaşlarıyla etkileşimde bulunmayı öğrenmektedir. Problem çözme becerileri bu dönemde gelişmeye başlamakta ve çocuklar ilk sosyal ilişkilerini kurmaya başlamaktadır. Bu süreçte, çocuklar duygusal zekalarını geliştirmekte ve çevreleriyle uyum içinde olmayı öğrenmektedir.
- 5 Yaş: 5 yaşındaki çocuklar, grup oyunlarına katılmakta ve kişisel ilişkileri artmaktadır. Empati ve paylaşma becerileri gelişmektedir. Okul öncesi eğitim bu dönemde önem kazanmaktadır, çünkü çocuklar temel becerilerini kazanarak sosyal ve akademik olarak daha hazır hale gelmektedir.
- 6 Yaş: 6 yaşındaki çocuklar, etkin, kararsız ve bağımsız bir kişilik sergilemektedir. Daha karmaşık sosyal becerilere odaklanmakta ve temel öğrenme süreçlerine hazırlık yapmaktadırlar. Bu dönemde, öğrenmeye karşı merak artmakta ve çocuklar çeşitli deneyimler aracılığıyla dünyayı keşfetmeye yönelik bir ilgi geliştirmektedir.
Gelişim Sürecinde Ailelerin Görevi
Çocuk yetiştirmek, zorlu bir süreç olmakla birlikte aynı zamanda büyük bir keyif de sunan bir iştir. Bu süreç, çocuğun ilk adımlarından başlayarak konuşmayı öğrenme ve oyunlar aracılığıyla dünyayı kavrama evrelerini içermektedir. Ebeveynlere düşen görev, çocuğun bu gelişim sürecinin her aşamasında aynı ölçüde dikkat, sevgi ve sabır göstermektir.
Okul öncesi dönemde, çocuğun gelişimsel özellikleri evrenseldir; ancak, çocuğun bu süreci sadece doğuştan getirdiği yatkınlıklar doğrultusunda sürdürmediği unutulmamalıdır. Sosyal ve kültürel çevre, çocuğun gelişimini olumlu veya olumsuz yönde etkileyebilmektedir. Bu nedenle, çocukların bireysel farklılıkları ve çevresel etkiler dikkate alınmalıdır.
Çocuk yetiştirmede ana-babanın rolü büyüktür. Çocuklar, ebeveynlerinden sevgi, güven ve bağımsızlık kavramlarını öğrenmektedir. Özellikle anne-baba, çocuğun kişiliğinin oluşumunda temel özdeşim modelleridir. Bu süreç, çocuğun duygusal doyumla başladığı iletişimle şekillenmektedir. Eğitim seviyesi de önemli bir faktördür, bilgisiz ebeveynlerin çocukları, temel becerilerden yoksun olabilmektedir.
Doğru eğitim yaklaşımlarıyla çocukların bedensel ve ruhsal gelişimine olumlu katkıda bulunmak önemlidir. Çocuk yuvaları ve anaokulları, çocuk gelişiminin ilk yıllarında denetim altında tutulduğunda faydalı olabilmektedir. Bu bağlamda, çocuk yetiştirmek, dikkatlice planlanmış bir süreç gerektirmekte ve çocuğun bireysel ihtiyaçlarına duyarlı bir şekilde planlanmalıdır.