fb
İstanbul Ankara İzmir Antalya Bursa Kocaeli Adana

Klasik Koşullanma Nedir?

Görüntülenme Sayısı: 124

Klasik koşullanma, Rus fizyolog Ivan Pavlov tarafından keşfedilen ve davranış psikolojisinde önemli bir yere sahip olan bir öğrenme sürecidir. Bu süreç, koşulsuz ve nötr uyaranların ilişkilendirilmesiyle koşullu tepkilerin oluşmasını içerir. İvan Pavlov'un köpekler üzerinde yaptığı deneylerle ortaya çıkan bu kavram, birçok alanda, özellikle davranışçılık ve terapi uygulamalarında kullanılmaktadır.

Klasik Koşullanma Nedir

Klasik Koşullanma Nedir?

Rus fizyolog Ivan Pavlov tarafından keşfedilen klasik koşullanma, bir tür bilinçdışı veya otomatik öğrenmedir. Bu öğrenme süreci, koşulsuz bir uyarıcı ile nötr bir uyarıcı arasındaki ilişkiler yoluyla koşullu bir tepki yaratmaktadır. Basit bir ifadeyle klasik koşullanma, doğal olarak ortaya çıkan bir refleksin önüne nötr bir uyarıcı yerleştirmeyi içermektedir.

Klasik koşullanmanın en iyi bilinen örneklerinden biri Pavlov'un köpeklerle yaptığı klasik deneylerdir. Bu deneylerde nötr sinyal bir zil sesiydi ve doğal olarak ortaya çıkan refleks de yiyeceğe tepki olarak salya akıtmaktı. Nötr uyarıcının(ses) koşulsuz uyarıcıyla(yiyecek) ilişkilendirilmesiyle, zil sesi tek başına bir salya tepkisi üretebilmiştir.

Klasik koşullanma bir psikolog tarafından keşfedilmemiş olsa da, psikolojide davranışçılık olarak bilinen düşünce ekolü üzerinde büyük bir etkisi olmuştur. Davranışçılık, tüm öğrenmenin çevreyle etkileşim yoluyla gerçekleştiğini ve çevrenin davranışı şekillendirdiğini varsaymaktadır. Klasik koşullanma bazen Pavlovian koşullanma olarak da adlandırılmaktadır.

Koşulsuz Uyarıcı: Koşulsuz uyarıcı, otomatik bir tepkiye yol açan bir uyarıcı veya tetikleyicidir. Örneğin soğuk bir esinti sizi titretiyorsa, soğuk esinti koşulsuz bir uyarıcıdır; istemsiz bir tepki(titreme) meydana getirmektedir.

Nötr Uyarıcı: Nötr uyarıcı, başlangıçta kendi başına bir tepkiyi tetiklemeyen uyarıcıdır. Örneğin, bir vantilatörün sesini duyuyor ancak esintiyi hissetmiyorsanız, bu mutlaka bir yanıtı tetiklemeyecektir. Bu da onu nötr bir uyarıcı haline getirmektedir.

Koşullu Uyarıcı: Koşullu uyarıcı, bir zamanlar nötr olan(bir tepkiyi tetiklemeyen) ancak şimdi bir tepkiye yol açan uyarıcıdır. Önceden köpeklere dikkat etmiyorsanız, ancak daha sonra bir köpek tarafından ısırıldıysanız ve şimdi her köpek gördüğünüzde korku hissediyorsanız, köpek koşullu uyarıcı haline gelmiştir.

Koşulsuz Tepki: Koşulsuz tepki, otomatik bir tepkidir ya da koşulsuz bir uyarıcı mevcut olduğunda düşünülmeden ortaya çıkan bir tepkidir. En sevdiğiniz yemeğin kokusunu aldığınızda ağzınız sulanmaya başlarsa, bu sulanma koşulsuz bir tepkidir.

Koşullu Tepki: Koşullu tepki, öğrenilmiş bir tepkidir ya da daha önce hiçbir tepki yokken yaratılan bir tepkidir. Bir köpek tarafından ısırılma örneğine geri dönecek olursak, ısırıktan sonra yaşadığınız korku koşullu bir tepkidir.

Klasik Koşullanma Nasıl Çalışır?

Klasik koşullanma, iki uyarıcı arasında öğrenilmiş bir tepkiyle sonuçlanan bir ilişki kurulmasını içermektedir. Bu sürecin üç temel aşaması vardır.

Aşama 1: Koşullanma Öncesi

Klasik koşullanma sürecinin ilk kısmı, otomatik olarak bir tepki ortaya çıkaracak doğal olarak meydana gelen bir uyarıcı gerektirmektedir. Yiyecek kokusuna tepki olarak salya akıtmak, doğal olarak ortaya çıkan bir uyarıcı için iyi bir örnektir.

Sürecin bu aşamasında, koşulsuz uyarıcı(UCS) koşulsuz tepkiyle(UCR) sonuçlanmaktadır. Yiyeceğin sunulması(UCS) doğal ve otomatik olarak salya tepkisini(UCR) tetiklemektedir. Bu noktada, henüz hiçbir etki yaratmayan nötr bir uyarıcı da vardır. Nötr uyarıcı UCS ile eşleştirilinceye kadar bir tepki ortaya çıkmayacaktır.

Koşullanma öncesi aşamanın iki kritik bileşeni:

  • Koşulsuz uyarıcı, koşulsuz, doğal ve otomatik olarak bir tepkiyi tetikleyen uyarıcıdır. Örneğin, en sevdiğiniz yiyeceklerden birinin kokusunu aldığınızda hemen acıktığınızı hissedebilirsiniz. Bu örnekte, yemeğin kokusu koşulsuz uyarıcıdır.
  • Koşulsuz tepki, koşulsuz uyarıcıya karşılık doğal olarak ortaya çıkan öğrenilmemiş tepkidir. Örneğimizde, yemek kokusuna karşılık açlık hissi koşulsuz tepkidir.

Koşullama öncesi aşamada, koşulsuz bir uyarıcı koşulsuz bir tepkiyle eşleştirilmektedir. Daha sonra nötr bir uyarıcı devreye girmektedir.

Aşama 2: Koşullanma Esnası

Klasik koşullanma sürecinin ikinci aşamasında, önceden nötr olan uyarıcı, koşulsuz uyarıcıyla tekrar tekrar eşleştirilmektedir. Bu eşleştirme sonucunda, daha önce nötr olan uyarıcı ile UCS arasında bir ilişki oluşmaktadır.

Bu noktada, bir zamanlar nötr olan uyarıcı koşullu uyarıcı(CS) olarak bilinir hale gelmektedir. Denek artık bu uyarıcıya yanıt vermeye koşullanmıştır. Koşullu uyarıcı, koşulsuz uyarıcıyla ilişkilendirildikten sonra sonunda koşullu bir tepkiyi tetiklemeye başlayan, daha önce nötr olan bir uyarıcıdır.

Daha önceki örneğimizde, en sevdiğiniz yemeğin kokusunu aldığınızda aynı zamanda bir düdük sesi de duyduğunuzu varsayalım. Düdük sesinin yemeğin kokusuyla bir ilgisi olmasa da, düdük sesi kokuyla birden fazla kez eşleştirilirse, düdük sesi sonunda koşullu tepkiyi tetikleyecektir. Bu durumda, düdük sesi koşullu uyarıcıdır. Koşullanma aşaması, nötr bir uyarıcının koşulsuz bir uyarıcıyla tekrar tekrar eşleştirilmesini içermektedir. Sonunda nötr uyarıcı koşullu uyarıcı haline gelmektedir.

Aşama 3: Koşullanma Sonrası

UCS ve CS arasında bir ilişkilendirme yapıldıktan sonra, koşullu uyarıcının tek başına sunulması, koşulsuz uyarıcı olmasa bile bir tepki uyandırmaya başlayacaktır. Ortaya çıkan yanıt koşullu tepki(CR) olarak adlandırılmaktadır. Koşullu tepki, önceden nötr olan uyarıcıya verilen öğrenilmiş tepkidir. Örneğimizde, koşullu tepki, düdük sesini duyduğunuzda acıktığınızı hissetmek olacaktır. Koşullanma sonrası aşamada, koşullu uyarıcı tek başına koşullu tepkiyi tetiklemektedir.

Psikolojide Klasik Koşullanmanın Temel İlkeleri

Davranış bilimciler klasik koşullanma ile ilişkili bir dizi farklı olguyu tanımlamışlardır. Bu unsurlardan bazıları tepkinin ilk oluşumunu içerirken, diğerleri bir tepkinin ortadan kalkmasını tanımlamaktadır. İşte klasik koşullanmanın beş temel ilkesine daha yakından bir bakış.

Edinim: Edinim, bir tepkinin ilk kez oluşturulduğu ve kademeli olarak güçlendirildiği öğrenmenin ilk aşamasıdır. Klasik koşullanmanın edinim aşamasında, nötr bir uyarıcı koşulsuz bir uyarıcıyla tekrar tekrar eşleştirilmektedir. Koşulsuz uyarıcı, herhangi bir öğrenme olmaksızın doğal ve otomatik olarak bir tepkiyi tetiklemektedir. Bir ilişkilendirme yapıldıktan sonra, denek daha önce nötr olan uyarıcıya tepki olarak bir davranış sergilemeye başlayacaktır ki bu artık koşullu uyarıcı olarak bilinmektedir. İşte bu noktada tepkinin edinildiğini söyleyebiliriz. Tepki oluşturulduktan sonra, davranışın iyice öğrenildiğinden emin olmak için tepkiyi kademeli olarak pekiştirebilirsiniz.

Sönme: Sönme, koşullu bir tepkinin ortaya çıkmasının azalması veya ortadan kalkmasıdır. Klasik koşullanmada bu, koşullu bir uyarıcı artık koşulsuz bir uyarıcıyla eşleştirilmediğinde gerçekleşmektedir. Örneğin, yiyecek kokusu(koşulsuz uyarıcı) bir düdük sesiyle(koşullu uyarıcı) eşleştirilmiş olsaydı, düdük sesi sonunda açlık koşullu tepkisini uyandırmaya başlayacaktı. Ancak, yiyecek kokusu artık düdük sesiyle eşleştirilmezse, sonunda koşullu tepki(açlık) ortadan kalkacaktır.

Kendiliğinden Geri Gelme: Bazen öğrenilmiş bir tepki, bir sönme döneminden sonra bile aniden yeniden ortaya çıkabilmektedir. Buna kendiliğinden geri gelme denmektedir. Örneğin, bir köpeği zil sesine karşı salya akıtması için eğittikten sonra davranışı pekiştirmeyi bıraktığınızı ve tepkinin yok olduğunu düşünün. Koşullu uyarıcının sunulmadığı bir dinlenme döneminden sonra zili çalarsınız ve hayvan daha önce öğrendiği tepkiyi kendiliğinden geri kazanır. Koşullu uyarıcı ve koşulsuz uyarıcı artık ilişkili değilse, kendiliğinden geri gelme sonrasında sönme çok hızlı bir şekilde tekrar gerçekleşecektir.

Uyarıcı Genellemesi: Uyarıcı genellemesi, koşullanmış bir uyarıcının, tepki koşullandıktan sonra benzer tepkileri uyandırma eğilimidir. Örneğin, bir köpek zil sesine salya akıtmaya koşullanmışsa, hayvan zile benzer bir sese de aynı tepkiyi gösterebilmektedir. Örneğin John B. Watson'ın ünlü Little Albert Deneyinde, küçük bir çocuk beyaz bir sıçandan korkmaya koşullandırılmıştır. Çocuk, peluş oyuncaklar ve Watson'ın kendi saçı da dahil olmak üzere diğer bulanık beyaz nesnelere tepki olarak da korku sergileyerek uyarıcı genellemesi göstermiştir.

Ayırt Etme: Ayırt etme, koşullu bir uyarıcı ile koşulsuz bir uyarıcı ile eşleştirilmemiş diğer uyarıcılar arasında ayrım yapma yeteneğidir. Örneğin, koşullu uyarıcı bir zil sesi olsaydı, ayırt etme, zil sesi ile diğer benzer sesler arasındaki farkı söyleyebilmeyi içerecekti. Denek bu uyarıcılar arasında ayrım yapabildiği için, yalnızca koşullu uyarıcı sunulduğunda tepki verecektir.

Klasik Koşullanma Örnekleri Nelerdir?

Klasik koşullanma sürecinin hem deneysel hem de gerçek dünya ortamlarında nasıl işlediğine dair birkaç örnek:

Korku Tepkisi

John B. Watson'ın Küçük Albert ile yaptığı deney korku tepkisine bir örnektir. Çocuk başlangıçta beyaz bir fareden korkmadığını göstermiştir, ancak fare tekrar tekrar yüksek, korkutucu seslerle eşleştirildikten sonra, çocuk fare varken ağlamaya başlamıştır. Koşullanmadan önce, beyaz sıçan nötr bir uyarıcıydı. Koşulsuz uyarıcı yüksek, çınlayan seslerdi ve koşulsuz tepki de gürültünün yarattığı korku tepkisiydi. Sıçanın koşulsuz uyarıcıyla tekrar tekrar eşleştirilmesiyle, beyaz sıçan(artık koşullu uyarıcı) korku tepkisini(artık koşullu tepki) uyandırmaya başladı.

Bu deney, klasik koşullanma yoluyla fobilerin nasıl oluşabileceğini göstermektedir. Birçok durumda, nötr bir uyarıcı(örneğin bir köpek) ile korkutucu bir deneyimin(köpek tarafından ısırılmak) tek bir eşleştirmesi kalıcı bir fobiye(köpeklerden korkmak) yol açabilmektedir.

Olumsuz Tat Koşullanması

Klasik koşullanmanın bir başka örneği de koşullu tat tiksintilerinin gelişmesidir. Araştırmacılar John Garcia ve Bob Koelling bu fenomeni ilk olarak mide bulantısına neden olan radyasyona maruz bırakılan sıçanların radyasyon ve su birlikte sunulduktan sonra aromalı suya karşı nasıl bir isteksizlik geliştirdiklerini gözlemlediklerinde fark etmişlerdir. Bu örnekte radyasyon koşulsuz uyarıcıyı, mide bulantısı ise koşulsuz tepkiyi temsil etmektedir. İkisinin eşleştirilmesinden sonra aromalı su koşullu uyarıcı, sadece suya maruz kalındığında oluşan mide bulantısı ise koşullu tepkidir.

Daha sonra yapılan araştırmalar, bu tür klasik koşullu tiksintilerin, koşullu uyarıcı ile koşulsuz uyarıcının tek bir eşleştirilmesi yoluyla üretilebileceğini göstermiştir. Araştırmacılar ayrıca, koşullu uyarıcının(yemeğin tadı) koşulsuz uyarıcıdan(mide bulantısına neden olan uyarıcı) birkaç saat önce sunulması halinde bile bu tür tiksintilerin gelişebileceğini bulmuşlardır.

Organizasyonel Davranış

Klasik koşullanmanın iş ve pazarlama alanında da uygulamaları olabilmektedir. Örneğin, insanların ürünlere, işletmelere veya markalara karşı olumlu tutumlar oluşturmasına yardımcı olmak için kullanılabilmektedir. Ürün ile tüketici tepkisi arasında doğrudan bir bağlantı olmasa da, bu ilişkiyi yaratmak insanları belirli ürünleri satın almaya motive etmeye yardımcı olabilmektedir çünkü klasik koşullanma nedeniyle bu ürünler hakkında olumlu bir görüş geliştirmişlerdir.

Klasik Koşullanma ile Edimsel Koşullanma Arasındaki Fark

Klasik Koşullanma ile Edimsel Koşullanma Arasındaki Fark Nedir?

Edimsel koşullanma, belirli bir davranışın olumlu ya da olumsuz bir sonuçla ilişkilendirildiği bir öğrenme yöntemidir. Bu öğrenme biçimi, genellikle bu gönüllü davranışları güçlendirmek veya zayıflatmak için gönüllü eylemleri bir ödül veya ceza almakla ilişkilendirmektedir.

Klasik koşullanma, belirli bir istemsiz tepkiyi uyandırmak için nötr uyarıcılarla ilişkileri kullanan, daha çok istemsiz davranışlara odaklanan bir öğrenme sürecidir.

Klasik Koşullanmaya Yönelik Eleştiriler

Bazı psikologlar klasik koşullanmanın bazı davranışlar için indirgeyici, mekanik bir açıklama olduğunu savunmaktadır. Klasik koşullanmaya yöneltilen diğer bazı eleştiriler:

  • Klasik koşullanma insan bireyselliğini ve özgür iradesini dikkate almaz.
  • Genellikle insan davranışını öngörmez; insanlar çağrışımlar oluşturabilir ancak yine de bunlara göre hareket etmez.
  • Birçok farklı faktör ilişkileri ve sonuçları etkileyebilir.
  • İnsanlar klasik koşullanma yoluyla yaptıkları çağrışımlara göre hareket etmemeyi seçebilirler.

Bununla birlikte, bu yaklaşım araştırmacılar için hala büyük bir cazibe ve modern psikolojide geçerlilik taşımaktadır.

Gerçekte insanlar tam olarak Pavlov'un köpekleri gibi tepki vermezler. Bununla birlikte, klasik koşullanma için çok sayıda gerçek dünya uygulaması vardır. Örneğin, birçok köpek eğitmeni, insanların evcil hayvanlarını eğitmelerine yardımcı olmak için klasik koşullandırma tekniklerini kullanmaktadır.

Bu teknikler aynı zamanda insanların fobileri veya anksiyete sorunlarıyla başa çıkmalarına yardımcı olmak için de yararlıdır. Örneğin terapistler, bir çağrışım yaratmak için kaygı uyandıran bir şeyi rahatlama teknikleriyle tekrar tekrar eşleştirebilmektedir.

Öğretmenler, öğrencilerin kaygı veya korkunun üstesinden gelmelerine yardımcı olmak için olumlu bir sınıf ortamı yaratarak sınıfta klasik koşullanmayı uygulayabilmektedir. Bir grup önünde performans sergilemek gibi kaygı uyandıran bir durumu hoş bir çevreyle eşleştirmek, öğrencinin yeni çağrışımlar öğrenmesine yardımcı olmaktadır. Çocuk bu durumlarda endişeli ve gergin hissetmek yerine rahat ve sakin kalmayı öğrenebilmektedir.

Bu makale Merve Karamert tarafından 06 Şubat 2024 tarihinde güncellenmiştir.
Diğer Veliler ile Paylaş!

Bu makaleye henüz bir yorum yapılmamış ilk yorumu yapan sen ol! Yorum Yap
Yorum Yap
Ad Soyad *
E-Posta Adresiniz *
Yorumunuz *
PAYLAŞ
Sonraki Makaleye Göz Atın
Robotik Kodlama Nedir? Robotik kodlama, robotların hareketlerini, görevlerini ve işlevlerini belirleyen bir dizi kodlama sürecini içerir ve genellikle bilgisayar programlama dilleri kullanılarak gerçekleştirilir.
İstanbul Bölgesinde Yorumlanan Bazı Okullar
Özel Mutlu Sincaplar Anaokulu Özel Okul
Özel Mutlu Sincaplar Anaokulu

Her iki yeğenimi de gönül rahatlığıyla emanet ediyoruz. Çocuklarımız çok mutlu ve huzurlular.Bizimde hiç aklımız kalmıyo...

Özel Büyük Düşler Anaokulu Özel Okul
Özel Büyük Düşler Anaokulu

Sınıf mevcutlarının az olması avantaj böylece öğretmenler çok daha fazla ilgilenebiliyor. Okulda çalışan velilere yardım...

Özel Ataşehir Açı Koleji İlkokulu Özel Okul
Özel Ataşehir Açı Koleji İlkokulu

Sınıf Öğretmenimizden ve öğrencilere karşı tutumundan sevgi dolu yaklaşımı anlayışı ve sabırlı oluşundan vermiş olduğu...

Üye Girişi

Şifremi Unuttum

veya

Facebook İle Giriş Yap Üye Ol | Kurumsal Giriş

Üye Ol

veya

Facebook İle Üye Ol Üye Girişi | Okul Kayıt | Şifremi Unuttum