Çocukluk Çağı Davranış Sorunları ve Çözüm Önerileri
Bir çocuğu tanıyabilmenin en sağlıklı yolu iyi bir gözlemci olmaktan geçer. Bu sebeple çocuğun gelişim evrelerine dikkat ederek her yaşın getirdiği davranışları incelemek gerekmektedir. Bir davranışın sorun olması için bir engelleme, baskılanma ve kısıtlanma olması gerekmektedir. Herhangi bir davranışın sorun olarak adlandırılması için bazı ölçütler olması gerekir. Bu ölçütler aşağıda maddeler halinde verilmiştir.
1. YAŞA UYGUNLUĞU
Çocuğumuz büyürken onların davranışları da gelişir ve her yaşa uygun farklı davranışlar gözlemlenir. Bu sebeple öncelikle gelişim dönemlerinin iyi bilinmesi gerekir. Örneğin; iki yaş çocuğu hareketlidir ve talep edileni asla yapmaz. Özerk bir birey olduğunu fark eder ve bunu göstermek adına tüm isteklere muhalefet olmaya başlar. Üç ve beş yaş aralığındaki çocuk ise dikkat çekmeyi sever. Geniş bir hayal dünyasına sahiptir ve inanılması güç hikayeler anlatırlar. Henüz yalanı ve yalan olmayanı ayırt edemezler. Bu sebeple ki bu yaş çocuklarına yalan söylüyorsun denemez. Buna karşın 11-14 yaş aralığında söylenen yalanlar bizim için normal olarak kabul edilemeyecek davranışlardandır.
2. YOĞUNLUĞU
Çocukların da birer birey olduğunu kabul ederek çıktığımız ebeveynlik yolculuğunda bilmemiz gereken en önemli maddelerden biri çocuğun denemeyi sevmesidir. Yanlışı da doğruyu da dener ve sonrasında tecrübe geliştirir. Bu sebeple çocuğun denemek amacı ile yaptığı davranışları yanlış dahi olsa ayrı değerlendirmemiz gerekmektedir. Sorun olabilmesi adına bu yanlış davranışın yoğunluğuna bakmamız gerekmektedir. Sıklığı bizim için en önemli etkenlerdendir. Örneğin ; 5 yaş çocukları huysuz ve öfkelidirler ancak buna karşın şiddet içeren davranışlar beklenilen bir durum değildir. O halde şiddeti davranış bozukluğu olarak adlandırabiliriz.
3. SÜREKLİLİĞİ
Çocuklar deneme yanılmaya devam ederken bazen olumsuz bir özelliği seçer ve sürekli olarak bu davranışı tekrar eden bir rutine oturtur. Bu olumsuz davranış kesintisiz hatta artarak devam ediyor ise o halde bunu davranış problemi olarak tanımlarız.
4. CİNSEL ROL VE ROLDEN BEKLENTİLER
Her çocuk biriciktir elbette ve bizimle büyür, öğrenirler. Ancak fıtrattan getirdikleri ve DNA’larından taşıdıkları bazı özellikleri de yadsınmamalıdır. Bu özellikler yaşa, çevreye göre değiştiği gibi cinsiyete göre de değişkenlik gösterebilmektedir. Erkeklerin kız çocuklarına kıyasla daha saldırgan olmaları beklenmektedir ancak buna karşın saldırgan olan kız çocuklarının davranışları normalden sapan davranış olarak kabul edilmektedir.
SIKÇA GÖRÜLEN DAVRANIŞ SORUNLARI
Davranışlarımızı, sorun olarak tanımlamak adına hangi kriterlere başvuracağımızı incelediğimize göre sıkça karşılaştığımız davranış sorunlarını ve çözüm önerilerini ele almak işimizi daha da kolaylaştıracaktır.
ÇOCUKLARDA YALAN SÖYLEME
Karşımızdaki kişiyi aldatmak, yanıltmak ve kandırmak adına gerçeklerin gizlenmesi ya da saptırılması şeklinde söylenen sözlere yalan denmektedir. Çocuklar için yalan kavramı 7 yaşından sonra kullanılmaktadır. Çünkü bu yaşa kadar çocukların hayret verici bir hayal dünyası vardır. Bu hayal dünyasında oluşturdukları hikayelere önce kendileri inanır ardından ebeveynlerini inandırmaya çalışırlar. Bilinmelidir ki hayal dünyasının ürünleri olan bu hikayeler çocuğunuzun kandırmak ve yanıltmak amacıyla söylediği sözler değildir. Ancak 7 yaşından sonrasında çocuğun anlattıklarını yalan olarak kabul edebiliriz. Bu yaştan sonrasında çocuk baskıcı ebeveyn tutumu altındaysa, katı kurallar varsa, şiddet görüyorsa, mükemmelliğe zorlanıyorsa, eleştiriliyorsa, kıyaslanıyorsa, öz güven eksikliği yaşıyorsa çocuk yalana başvurabilir.
Öneriler
- Anne-baba olarak yalan söylemeyen birer rol model olmayınız.
- Ağır cezalar, tepkiler ve eleştirilerden sakınınız.
- Yaşına uygun ve ona ağır gelmeyecek sorumluluklar vermeyiniz.
- Başkasına çocuğunuz aracılığı ile yalan söylemeyiniz.
- Ona asla ama asla yalancısın sen diyerek etiket yapıştırmayınız. Bu çocuğumuzu daha da rahat yalan söylemeye iter.
- Çocuğunuz ile aranızda anlayışlı ve olumlu bir iletişim geliştirmelisiniz. Size her şeyi korkusuzca ve gizlemeden söyleyebilmeli.
- Fazla baskı uygulayan ve sınırları çok dar çizen ebeveynlerden olmayınız.
ÇOCUKLARDA ÇALMA
Çalma; sorunu çocuğun başkasına ait olan bir nesneyi izin almadan alarak ona sahip olmasıdır. Çalma sorunu önemle üzerinde durulması gereken bir konudur. Bir nesneyi izinsiz almanın çalma olup olmadığı öncelikle gelişim dönemleri bilinerek değerlendirilmelidir. Örneğin ; 3 yaş çocuğunun aitlik kavramı gelişmediği için gördüğü ve istediği her nesneyi alabileceğini düşünür. Böylece bu izinsiz alma, bir davranış sorunu olarak görülmez. Ancak çocuk özellikle 10 yaşından sonrasında da çalma davranışına devam ederse davranışın altında ilgilenilmesi gereken önemli bir problemin yattığını bilmeli ve mutlaka bir uzman desteği alınmalıdır.
Öneriler
- Çocuğunuza dürüstlük kavramını öğretin ve bu kavramın her zaman kazanacağı inancını geliştirin.
- Kendisine ait olmayan nesnelere de saygı göstermesi gerektiğini söyleyin.
- Ebeveyn olarak iyi bir rol model olun ve siz de başkasının eşyasına önem vererek onlardan izinsiz almayın. Aksi halde çocuğunuz da bunu yapabileceğini düşünür.
- Çalma davranışını göstermiş çocuğa asla ama asla şiddet uygulamayın. Aşırı tepkiler vermeyin. Ondan ilgi ve sevginizi asla almayın, iletişim kanallarınızı kapatmayın.
- İstediği veya ihtiyacı olan bir eşyayı nasıl ödünç alacağını öğretin.
- Çocuğunuza ait olan bir nesneyi alacağınız zaman ondan muhakkak iznini alın.
- Çocuğunuza yaşına uygun miktarda harçlık verin yani temek gereksinimlerini karşılayın.
- Kendine ait bir odası, masası, bardağı, kıyafetleri, oyuncağı vb. olmasını sağlayın ki mülkiyet kavramı yerleşmiş olsun zihnine.
- Bu davranışın sebeplerini muhakkak çocuğunuz ile konuşun.
ÇOCUKLARDA SALDIRGANLIK
Çocuğun kendi akranları dahil başka bir kimseye vurması, itmesi, ısırması, tekmelemesi, eşya fırlatması, tükürmesi vb. gibi tüm davranışlarına saldırganlık adı verilmektedir. Saldırganlık davranmış sorununun temel amacı karşısındakine zarar vermektir. Saldırganlık bazı gelişim dönemlerinde çocuk kendini ifade edemediği şartlar altında ise anormal değil normal davranış olarak kabul edilebilmektedir. Çocuk genellikle şiddet davranışı aferin aldığı için, sana vurana sen de vur öğretisi söylendiği için, ebeveynlerinden yeterli sevgiyi göremediği için, teknolojik cihazlarda oynadığı oyunlardan ve izlediği filmlerden etkilendiği için, aşırı otoriter anne ve babası olduğu için, ebeveynlerinden kendisi şiddet gördüğü için ve bazen de beyin zedelenmesi veya beyin zarı iltihabı gibi fiziksel sorunları olduğu için şiddet uygulayabilir. Aynı zamanda çocuk eğer konuşma problemi yaşıyor ise yani kendisini sağlıklı bir biçimde ifade edemiyorsa o zaman içinde oluşan anlaşılamaması öfkesinden dolayı da şiddete başvurabilir.
Öneriler
- Aile içerisinde kimse kimseye şiddet uygulamamalı ve örnek birer rol model olmalısınız.
- Şiddet ve saldırganlık içeren hiçbir davranışa asla tolerans göstermemeli ve görmezden gelmemelisiniz.
- Şiddete karşılık şiddet göstermemeli yani dayak ile sorunu çözmeye çalışmamalısınız.
- Agresif bir ruh hali içerisindeyken değil sakinleştiği zaman onunla konuşmalısınız.
- Sosyal gelişimini desteklemeli ve sorumluluk almasını sağlamalısınız.
- Olumlu bir davranışını gördüğünüz takdirde hemen karşılığını vererek pekiştiriniz.
- Çocuk agresif iken anne baba olarak ne kadar zorlansanız da sakin kalmalı ve o şekilde bir yaklaşım sergilemelisiniz. Sizin sakinliğiniz bir süre sonra ona da yansıma yapacaktır.
- Fazla olan negatif enerjisini atmak adına muhakkak spor faaliyetlerinden destek almalısınız.
ÇOCUKLARDA TIRNAK YEME
Tırnak yeme davranışı her zaman psikolojik kökeni olduğu netleşmiş bir sorundur. Çocuk gergin, öfkeli ve sıkıntılı olduğunu hissettiği zamanlarda bu duygularının dışavurumu olarak bu davranışı sergiler. Bu davranış özellikle ergenlik döneminde artış gösterir. Bu da ergenlik döneminin gergin ve çevreden onay-kabul beklediği bir dönem olmasından kaynaklıdır. Yine baskıcı ebeveyn tutumu olduğu, gerilimin olduğu, güvende hissedememe, istediği ve ihtiyacı olan güven ve sevgiyi alamaması, sürekli korku, stres, öfke gibi heyecan barındıran durumlara maruz kalması çocukta tırnak yeme davranışını oluşturabilir.
Öneriler
- Öncelikle bu davranış eğer 3-4 yaş gelişim sürecinde ve öncesindeyse görmezden gelinmelidir.
- Eleştiri, hakaret, şiddet, cezalandırma ve baskı uygulanmamalıdır.
- Tırnak yediği ya da yiyeceği gözlemlendiği anlarda ellerini meşgul edecek etkinlikler verin.
- Davranışı söndürmeye yönelik alternatifler üretin.
- Bu davranışın üstesinden gelebileceğine dair ona olan güveninizi yansıtın ve onu cesaretlendirin.
- Hangi durumlarda tırnak yediğini tespit ederek yemesini önceden engelleyebilirsiniz.
- Tırnaklarını devamlı ve yiyemeyeceği şekilde derinden kesin.
- Korku, kaygı ve baskı altında hissedeceği ortamlardan mümkün olduğu kadar uzat tutun.
ÇOCUKLARDA İNATÇILIK
En sık rastladığımız davranış sorunu çocuğun inatçılığıdır. Çünkü her gelişim evresinde ve yaşta gözlemlenebilir. Bu davranış bir sorun mu yoksa karakter özelliği mi anlaşılamadığı için genelde sorun olarak adlandırılmaz. Ancak bu da bir davranış sorunudur ve söndürülmesi gerekmektedir. İlk olarak 2-2.5 yaş sendromu dediğimiz dönemde görülmeye başlanır. İnatlaşmalarını en çok merak ve araştırma dürtüleri yükseltir. Bu sebeple merakını mümkün olduğu kadar gidermeye çalışılmalıdır. İnatçılık sadece anne ve babaya değil çevresindeki herkese gösterilebilir. Anne ve baba arasında istikrarsız bir tutum sergilendiğinde, çocuk bağımsızlığını kazanamadığında, ihtiyaçları karşılanmadığında, aşırı ceza uygulandığında, çocuğun istekleri ve anne- babanın istekleri örtüşmediğinde çocuk inatlaşmaya başlar.
Öneriler
- Anne ve baba olarak istikrarlı ve ortak bir tutum sergileyin.
- Aşırı tepkili ve öfkeli bir tutum sergilemeyin.
- Verdiğiniz sözleri tutun ve bunları zamanında yapın.
- Yapamayacağınız bir şeyin sözünü vermeyin ve bunu onun anlayacağı bir dil ile anlatın.
- Kurallarınız net olsun ve uygularken kararlı olun.
- Çocuğun göstermiş olduğu inat savaşına siz de dahil olmayın.
- Çocuğunuza seçenekler sunun ve ona seçme hakkı verin. Böylece çocuk saygı duyulduğunu hisseder ve o da size saygı gösterir.