Ebeveyn Tutumları ve Çocuklar Üzerinde Etkileri
Çocukların yaşamındaki ilk öteki olan ebeveynler, onların yaşantısındaki konumlarıyla erken dönemlerden itibaren ruhsal gelişimlerine de etki etmeye başlarlar. Çoğunlukla bu sürecin doğum sonrası ile başladığını düşünüyor olsak da; bir çocuğun ruhsal gelişimi, ebeveynlerinin kendi ruhsal dünyasında bir yer edinmesiyle, onunla ilgili hayaller kurmasıyla başlar. Bu yüzden bu süreci doğumdan çok daha önceye konumlandırmak mümkündür.
Çocuğun dünyaya gelmesiyle beraber kişilik özelliklerinin şekillenmesi, sorun çözme ve atılganlık becerilerinin gelişmesinde çevre de önemli bir faktör olarak sürece dahil olur. Çocuğun çevreyle kurduğu etkileşimde ebeveynler tutumları büyük bir öneme sahiptir. Çocuk, ebeveynlerinin tutumlarından hareketle dünyadaki kendi sınırlarını öğrenir ve ebeveynlerden aldığı geribildirimle yeni davranışlar geliştirir. Bu doğrultuda bazı ebeveyn tutum modelleri ise şu şekildedir:
Aşırı Koruyucu Ebeveyn Tutumu
Aşırı koruyucu tutumu benimseyen ebeveynler günümüzde en çok karşımıza çıkan tutumlardan biridir. Bu yaklaşımdaki ebeveynler çocuklarına karşı oldukça müdahaleci ve kontrolcü bir konumdadır. Çocuk, sık sık ebeveynleri tarafından bir engelleme ile karşılaşır. Bu engelleme bir edimi gerçekleştirmesine izin verilmemesi olabileceği gibi, kendi yapabileceği şeylerin – örneğin basit günlük yaşam becerilerinin—ebeveyn tarafından gerçekleştirilmesidir. Ebeveyn bu yaklaşımı iyi niyetle ve koruma arzusu ile yapıyor olsa da, çocuğu daha çok kendisine bağımlı kılar ve tek başına hareket etmesine, bağımsızlaşmasına engel olur. Bu çocuklar, bireyleşmekte güçlük çekmekte ve ileriki yaşamlarında bağımlı ilişkiler sürdürebilmektedir. Bu tutumla karşılaşan kimi çocuklarda ise, bağımsızlaşma çabasına karşın suçluluk duygusu ortaya çıkabilmektedir.
Aşırı Baskıcı Ebeveyn Tutumu
Bu tutumu benimseyen ebeveynler, çocuklarına sık sık baskı uygular. Çocuğun kişiliğinden önce, ebeveynin kendi arzu ve istekleri baskın gelmektedir. Çocukların bu tutumda itaat etmesi beklenir. Bunu yapmadıklarında ise suçlanır veya cezalandırılırlar. Bu durum çocukların kişilik gelişiminde güvende olma kapasitelerini olumsuz etkiler ve özgüven gelişimi zedelenir. Ergenlik yıllarında ise daha pasif özellikler gösteren, kolay manipüle edilebilen bireyler olarak karşımıza çıkabilirler.
Çocuk Merkezli Ebeveyn Tutumu
Çocuk merkezli tutum, başlık olarak çocuğun ihtiyaçlarını duymayı ve önemsemeyi çağrıştırıyor olsa da aslında çocuk isteklerini bir emir niteliğinde uygulamaya koyan bir konumu ifade etmektedir. Ebeveyn, çocuğun egemenliğinde, pasif bir konuma geçmektedir. Bu tutumlar, çocuğun okul ortamı ya da ileriki yaşantısında güçlükler çıkarabilir. Ebeveyniyle kurduğu bu ilişki türünün uzantısını devam ettirmek isteyebilir. Bu durumda kurallar karşısında zorluk yaşayabilmektedir.
İlgisiz ve Kayıtsız Ebeveyn Tutumu
Bu tutumda konumlanan ebeveyn; çocuğun duygularını, ihtiyaçlarına kulak verememektedir. Bu durumda çocuk kendini dışlanmış ve yalnız bırakılmış hissedebilir ve saldırganlık gibi davranışlar gösterebilir, içine kapanık hale gelebilir.
Dengesiz ve Kararsız Ebeveyn Tutumu
Bu tutum modelinde ebeveyn tutarsız davranmaktadır. Bir ebeveynin “evet” dediğine diğer ebeveyn “hayır” demektedir. Ebeveynden birinin koyduğu kuralı diğer ebeveyn ihlal etmektedir. Ebeveynler arasında ortak ve tutarlı bir konum yoktur. Bu durum sıklıkla ebeveynler arasında da çatışmalara sebep olur ve çocuklar bu durumu gözlemlerler. Bu durumda çocuklarla ebeveynleri konusunda tutarsız davranışlara düşebilir ve iç çatışmalar yaşayabilirler.
Demokratik Ebeveyn Tutumu
Ebeveyn bu tutum modelinde çocuğun fiziksel ihtiyaçlarının yanı sıra duygusal ihtiyaçları da karşılanmaktadır. Bu yaklaşımı benimseyen aileler, çocuklara gerekli noktalarda izin veren, bireyleşmelerine alan açarken; gerekli noktalarda da sağlıklı sınırlar koyarlar. Ebeveynler, çocuğun yapamadıklarından ziyade, yeteneklerine ve duygusal dünyasını ön planda tutmaktadır. Başarılar ödüllendirilirken, başarısızlıklar ise cezalandırılmaz. Çocuğun seçim yapabilmesine, karar alabilmesine alan açmaktadır. Bu tutum modeliyle büyüyen çocuklar, yaşamlarında daha bağımsız, atılgan, kendini rahatça ifade edebilen ve sorumluluk alabilen çocuklar olmaktadır.
Bu makale Ataşehir Öncül Anaokulları Psikolog Danışmanı Selen Kıraç tarafından hazırlanmıştır.