Anaokuluna Başlama Yaşı
Günümüzde, çocuklarımız için okulöncesi eğitimin çok önemli olması konusunda farkındalığın oldukça artması nedeniyle, akıllara “Çocuklarımızın anaokuluyla tanışmaları için en uygun yaş hangisidir?” sorusu artık sıkça gelmektedir. Çocuklarımız için bu sorunun cevabı mevcut koşullara göre değişkenlik göstermektedir.
3 Yaşa Kadar Ebeveynlerle Kaliteli Vakit
Yapılan araştırmalar gösteriyor ki, anne ve çocuk arasındaki bağlanmanın ileriki dönemler için oldukça önemli olması nedeniyle, ilk tercih çocuğun özellikle 3 yaşa kadar anneyle kaliteli vakit geçirmesinin olabildiğince sağlanmasıdır. Ancak annenin çalışma hayatının olması, kardeş nedeniyle ilginin bölünebilmesi, çocukta anaokuluna gitmek yönünde taleplerin oluşması, çocuğun karakteristik özellikler (daha içe dönük olması, akranlarıyla nasıl oyuna başlaması ve oyunu sürdürmesi gerektiği konusunda zorlanması) veya annenin ya da bakım veren kişinin çocuğa özellikle bilişsel gelişim açısından çoğu zaman yetemediğini düşünmesi gibi nedenler, çocuğun anaokuluna başlamasını etkileyen en önemli faktörlerdendir. Özellikle belirtilen bu nedenlerden birkaç tanesi mevcut ise anaokuluna başlamak için 3 yaşını ya da daha geç bir yaşı beklemek çok da anlamlı bir istek olmayacaktır. Fakat yine de çocuğun yaşının küçük olduğu düşünülüp evde kalması tercih edilecekse bile, en azından oyun gruplarına dahil edilmesi veya beş tam gün olmayacak şekilde anaokulu arayışının olması pekâlâ çok daha doğru bir adım olacaktır. Bunların yanı sıra, özellikle bazı nedenlerden dolayı, anaokulunun, daha çok ilkokul dönemi öncesi sadece 1 ya da 2 yıl birinci sınıfa hazırlık olarak görülmesinin ötesinde bir deneyimin olması gerektiği düşünülmektedir. Öncelikle gelişimin en hızlı olduğu ve öğrenmeye çok açık olan altı yaş öncesi dönemin, fiziksel ortamın dahi çocuğun her alandaki ihtiyacına cevap verecek şekilde yetkin kişiler tarafından oluşturulduğu bir alanda uzman kişilerle beraber sistematik bir şekilde destekleniyor olması bilindiği üzere çok mühimdir. Çocuğun heyecan duyduğu ya da keyif aldığı faaliyetler, rastgele değil, arka planda hedef becerinin oluşmasına yada güçlenmesine destek verecek şekilde eğitimciler tarafında planlanarak yaş aralığına uygun olacak düzende tasarlanıyor olması nedeniyle çocuklarımızın hem o anları hem de gelecekleri için çok katkı sağlayıcıdır. Ayrıca günümüzde iki veya daha fazla çocuğun bir araya gelip vakit geçirmesini oldukça kısıtlı zamanlarda gerçekleştirebiliyoruz. Hâlbuki özellikle duygusal ve sosyal gelişim için çocukların çok küçük yaşlardan itibaren akranlarına ihtiyaç duyduğu vurgulanan önemli bir bilgidir. Çocuklar zaman zaman hızlı ve kalıcı öğrenmeyi aynı dili konuştuğu, yapabildikleri ve yapmak istedikleri genellikle benzerlik gösteren, kendi boyuna ve bedenine en yakın olarak görüp tanımladığı akranlarından öğrenir. Bu doğrultuda anaokulları çocuklarımız için tamamlayıcı olan çok önemli bir süreçtir.
Teknoloji Çağındayız
Teknoloji çağında olmamamız nedeniyle, evlerimizde teknoloji çoğu zaman yoğun bir şekilde boy göstermektedir. Dolayısıyla, bazen yemek yeme konusunda zorlanan bir çocuğa bazen de bir işini bitirmeye çalışan anneye tercih edilmese de maalesef ki teknoloji yardımcı olabiliyor. Farkındalıklı anaokullarının, doğa ve oyun içinde çocuklara alan açmaları, çocuklarımızın teknolojiyle küçük yaşlarda tanışmalarını büyük ölçüde önleyicidir. Diğer bir neden olarak ise, gelişen dünyada, yaşamımızın doğadan uzak daha çok kapalı alanlar içinde geçmesidir. Çocuklarımızla oynayacağımız oyunları, kimi zaman güvenlik yönündeki endişeden kaynaklı kimi zamanda imkanların olamamasından dolayı, yaşayarak öğrenmenin çok az deneyimlendiği, hareket alanlarının olabildiğince kısıtlı olduğu evlerde gerçekleştiriyoruz. Ve bizler biliyoruz ki, öğrenmeyi ve sorgulamayı gerektiği zaman sınıfın ötesinde de gerçekleştirme imkânı sunabilen anaokulları mevcut.
Hangi Yaşta Anaokuluna Göndermeliyim?
Özetle, bütün ebeveynler için “çocuğumu hangi yaşa geldiğinde anaokuluna göndermeliyim?” sorusunun cevabı değişkenlik göstermektedir. Bilindiği üzere, anaokulunun zorunlu bir eğitim olmaması nedeniyle ebeveynlerin vereceği kararla birlikte bu süreç başlayacaktır. Kimisi için birkaç yıl kimisi için çok daha uzun yıllar yaşanan okulöncesi dönemin, her çocuğumuza mutlu bir çocukluk geçirmeleri yönünde katkı sağlayabilecek, gelecek için sorgulayan araştıran bireyler olma doğrultusunda destek verebilecek bir yolculuk olmasını dileriz….
Bu yazı Özel Park Tarabya Preschool ile çalışmakta olan Klinik Psikolog Betül Uzun tarafından yazılmıştır.