Boşanma ve Çocuk - Boşanma Çocuğa Nasıl Anlatılır?
Ayrılık ve boşanma bireyler için oldukça zorlu süreçlerdir. Bu durum bazen sadece çiftin ayrılması gibi görülse de aslında tüm sistemi, yani ailenin tüm fertlerini etkiler. Evliliğin bitmesi çoğu zaman beraberinde; ekonomik zorlukları, psikolojik, fizyolojik bozuklukları ve ebeveynlik odaklı stresi getirir.
Hiçbir Açıklama Yapmadan Gitmek Doğru Değil
Boşanma sürecinde ebeveynlerin en çok zorlandıkları konulardan biri hiç kuşkusuz bu durumun çocuklara nasıl açıklanacağı ile ilgilidir. Öyle ki bazen eşlerden biri çocuğun üzülmesinden korktuğu için hiçbir açıklama yapmadan gitme ihtiyacı içine girebilir. Ancak bu durum çocuğun korunmasına değil, daha fazla etkilenmesine sebebiyet verir. Bu durumla karşılaşan çocuk, içine doğduğu ve hiçbir zaman ayrılmayacaklarını düşündüğü ailesinin bir anda, sebepsiz yere dağıldığını düşünür ve kendini ya da ebeveynlerden birini suçlama yolunu seçer. Kendini yahut ebeveynlerden birini suçlama hali; çocuğun saldırgan, uyumsuz davranışlar sergilemesine ya da özgüven düşüklüğü hissetmesine sebep olabilir. Çocuğa haber vermeden evden ayrılmaya benzer olarak, boşanmayı saklama hali de sıklıkla gözlenen durumlardandır. Ancak çocuk, saklanan durumu keşfettiğinde, hayatta en güvendiği insanların kendini kandırdığını öğrenmiş olur. Büyük bir hayal kırıklığına uğrar ve hayata, insanlara karşı güveni sarsılır.
Çocuğun Yaşına ve Gelişimine Göre Açıklama Yapılmalı
Tüm bunlara engel olmak adına; ebeveynlerin ortak karar alarak, çocuğun yaşına ve zihinsel gelişimine uygun söylemlerle durumu açıklaması önemlidir. Yapılan konuşmalar her yaş döneminin farklı ihtiyaç durumlarına göre değişkenlik gösterse de temelde verilmesi gereken mesajlar aynıdır. Bu mesajlar; boşanma olsa da ebeveynlik rollerinin değişmeyeceği, iki tarafın da çocuğu eskisi gibi sevmeye ve onun anne-babası olmaya devam edeceği üzerinedir. Mesajlar anne-baba tarafından, sürtüşmeden uzak, uyumlu ve birbirini destekleyici şekilde verildiğinde, çocuğun geleceğe/belirsizliğe karşı duyduğu kaygı azalır, kendini ya da başkasını suçlayıcı tutuma girme riskinin büyük ölçüde önüne geçilmiş olur.
En Önemlisi Sevildiğini Hissetmesi
Açıklamaların en doğru ve sağlıklı şekilde yapılması için göz önünde bulundurulması gereken belirli etmenler vardır. Bu etmenler; çocuğun kronolojik yaşı, bilişsel kapasitesi, anlamlandırma biçimi olarak tanımlanabilir. Yapılacak açıklamanın temaları ve kullanılacak kelimelerin zorluğu bu etmenler göz önünde buldurularak belirlenmelidir. Çocukların ihtiyaçları; bilişsel kapasiteleri, anlayabilme biçimleri ve kronolojik yaşları doğrultusunda değişir. Ancak bu etmenlerin yanı sıra çocukların hangi yaşta olursa olsun hissettikleri belirli ihtiyaçları vardır. Bu ihtiyaçların başında, aileleri tarafından hep sevildiğini ve sevileceğini bilmeleri gelir. Ebeveynlerle sıcak ve güvenli bağ kurmak, açık, net bir iletişim içinde olmak, duygularının anlaşıldığını hissetmek ve çatışmadan uzak bir ortama sahip olmak çocukların hissettiği diğer önemli ihtiyaçlardır.
Bu yazı ilginizi çekebilir; Pedagog Kimdir ve Çocuk Psikoloji Uzmanı Kimdir?
0-3 Yaş Arası Çocuklar da Durumu Algılar
Ebeveynler 0-3 yaş arası çocukların henüz olayları kavrayamadığı için boşanmayı anlamadıkları yanılgısına düşebilir. Ancak boşanmayı aile içinde ele alıp değerlendirmek çocuk hangi yaşta olursa olsun önemini korur. Bu durum, bağlanmanın temellerinin oluşturulduğu 0-3 yaş için de geçerlidir. Bu yaşlarda çocuk çatışmadan olabildiğince uzak tutulmalı, sürekli ve tutarlı bir ortamda bakılmalı, ailede meydana gelen değişiklikler basit bir dille çocuğa açıklanmalıdır. Çocukların erken dönem fiziksel ve duygusal ihtiyaçlarının sıcak bir ortamda karşılanması, ebeveynleriyle ve dolayısıyla gelecekteki eşleriyle güvenli bağ kurabilme kapasitelerini doğrudan etkilediği için oldukça önemlidir.
3 Yaştan Sonra..
3 yaştan büyük çocuklarda, dil gelişiminin artışı sebebiyle sözel iletişiminden daha çok faydalanılabilir. Ancak 6 yaşa kadar yapılan açıklamaların basit ve net olmasına özen gösterilmeye devam edilmelidir. Bu dönemde çocuklar ile iletişime geçerken, çocukların kendilerini suçlu hissetmediklerinden ve yetişkinlere özgü sorunları çözemeyeceklerini anladıklarından emin olunmalıdır. Bu dönemde, yapılan açıklamalara rağmen çocukta terk edilmeye dair korkular gözlenebilir. Bu noktada ebeveynin, çocuğun korkusunu yatıştırabilecek duygu durum düzeyinde olması gerekir. Çocuğa olan sonsuz sevginin sarılarak yahut minik dokunuşlarla hissettirilebilmesi, daima çocuğun anne-babası olarak kalınacağına dair güvence verilebilmesi korkuları ele almada etkili olması beklenen mesajlardandır. Bunlara ek olarak, çocuğun korku ve kaygılarının ele alınmasında, boşanma sonrası süreçte her iki ebeveynle de zaman geçirmeye devam edeceklerine dair güvence vermenin ve hayatlarındaki değişimi, yeni rutini iletmenin etkisi oldukça büyüktür.
6 Yaşından Büyük Çocuklar
6 yaşından büyük çocuklara açıklama yapılırken, bahsi geçen tüm noktalara çocuğun kapasitesine göre, daha derin şekilde değinilmesine özen gösterilmelidir. Çocuğun anlatılanlar ve yaşananlar ile ilgili duygularını anlatabilmesi için ona alan tanınması sağlanmalı, duyguları doğru şekilde yansıtılmalıdır. Bu yaş grubunda dikkat edilmesi gereken bir diğer nokta, çocuğun taraf tutma zorunluluğu hissetmemesini sağlamaktır. Bu noktada ebeveynler, her iki tarafla sağlıklı iletişimin sürdürülebilir olmasına özen göstermelidir.
Boşanlar Farklı Dinamikler İçerir
Ayrılık süreçlerinde aile içinde olanları tartışmak, duyguları sözel ifade etmek ve çocuğa sırlardan uzak güvenli bir ortam hazırlamak oldukça önemlidir. Ancak bu durum her zaman kolay olmayabilir. Boşanmalar genelde farklı dinamikler içerir. Çift her ne kadar çocuklarını önemsese de, süreç içerisinde bu çocuğa yansıtılamayabilir. Çünkü boşanma, çiftler için de çözülmesi gereken düğümler doğurur ve bunlar çocukla olan iletişimi zorlaştırır. Böyle durumlarda gereken mesajlar çocuğa net şekilde ulaştırılamayabilir. Bunun yanı sıra, boşanma çocuk için de oldukça zordur. Çocuk için bu durum; ‘güvenli alan’ olarak gördüğü ailesinin dağılması, geleceğinin belirsizleşmesi, ebeveynlerden birinin kaybedilmesi, sevgiye değer olmadığının düşünülmesi gibi anlamlandırılabilir. Bu anlamlandırmalar yoğun olarak yaşandığında, çocuk ebeveynden gelen mesajları içselleştirmekte zorlanır. Tüm bu sebeplerle, bahsi geçen açıklamaları yapmak önemli olsa da, bazen süreç içerisinde ve sonrasında çocuk üzerindeki etkilerin devam ettiği gözlenebilir. Bu tür durumlarda bir uzmana başvurmak ve çok geç kalmadan durumu değerlendirerek önlem almak oldukça önemlidir.
Bu yazı Özel Mavi Kanguru Anaokulu Pedagogu - Uzman Klinik Psikolog Begüm Akçınar tarafından yazılmıştır.