Eğitim Sosyolojisi Nedir?
Eğitim sosyolojisinin geçmişi 1883 yılına, klasik sosyologlardan Lester Ward’ın Dinamik Sosyoloji adlı eserinde bahsetmesine dayanır. Ward gibi birçok sosyolog da eğitim sistemini toplumsal değişimin başlıca aracı olarak ele almıştır. İşte bu yüzden toplumu ve toplumun çocuklarımız üzerindeki etkisini eğitim açısından anlamak için eğitim sosyolojisini anlamak gerekir.
Eğitim sosyolojisi temel olarak okulları, eğitim kurumlarını, eğitimcileri ve eğitim yöntemlerini ele alarak, toplumsal ve kültürel bir bütün halinde inceleyen bir disiplindir. Eğitim ve eğitimsel süreç ile toplum ve toplumsal kurumların ilişkisini inceler. Eğitim ortamlarını analiz eder. Odak noktası olarak eğitim ve öğrenci, eğitim ve öğretmen ilişkilerini, okul ve sınıfların durumundan, kültürel farklılıklarla başarı ilişkisine kadar birçok konuyu ele alır. Kısacası eğitim ve sosyolojinin kesiştiği noktadır.
Her çocuk belirli bir düzen ve aile kültürü içine doğar. Belirli bir yerin dilini, ahlak ve görgü kurallarını öğrenir ve ilkokula başlar. Çeşitli arkadaş ortamlarına girer, oyunlar oynar, iletişim kurar ve bütünleşir. Tüm bunlar çocukları gelişimleri boyunca, değer yargıları, karar verme mekanizmaları, önyargıları, tutum ve davranışları bakımından etkiler. Okul öncesi eğitimdeki eğitim yaklaşımı, olanaklar, nitelik, sınıf donanımı ve daha birçok sosyo-kültürel eğitsel farklılıklar çocukların tüm gelişim süreçlerine etki eder. İşte yetiştirme ve toplum arasındaki tüm bu bağları eğitim sosyolojisi inceler.
Okullar, eğitimin en önemli işlevi olan toplumsallaşmayı yerine getirir. Eğitim sosyolojisi bu düzenin sağlanmasında nasıl yol izleneceği kimlerin etkin rol alacağı ve etkilerinin ne olacağı gibi sorulara cevap arar.
Çocuk Gelişimi Açısından Eğitim Sosyolojisinin Önemi
Çağdaş eğitim sisteminde anaokullarının yaratıcısı kabul edilen Friedrich Wilhelm Froebel, çocuğun kendi doğal çevresi içinde eğitilmesi gerektiğiyle birlikte toplumsallaştırma amacının da önemini vurgular.
Bireylerin toplumsallaşmasında, temel gereksinim ve dürtülerinin nasıl şekillendiğinde eğitimin önemi büyüktür. Çocuk gelişimi açısından; eğitimcilerin, bakıcıların, anne ve babaların, yöneticilerin eğitim sistemi ve süreçte iyileşme sağlaması açısından, eğitim sosyolojisinin büyük bir katkısı vardır.
Eğitimin toplumsallaşma yolunda; yenilikçi, siyasal, ekonomik gibi açık ve bazı gizil işlevleri mevcuttur. Çocuğun gelişim sürecinde eğitimin önemi ne kadar büyükse, eğitim ve bireyin birlikte gelişiminin anlaşılması açısından eğitim sosyolojisi de bir o kadar önemlidir.
Ünlü sosyolog Emile Durkheim, eğitimi toplumsal bir fonksiyon ve çocukları yaşadıkları topluma katmak ve uyum sağlamalarına katkıda bulunmak için bir araç olarak görür. Günümüzde de ebeveynler, çocuklarının toplumsallaşma, sosyalleşme ve gelişmesinde ilk adım olarak eğitimi gördükleri için bu alanda yapılan çalışmalar çocukların eğitsel ve sosyal davranışlarını tanımlamada ebeveynlere yardımcı olur.
Eğitimde Fırsat Eşitliği Ne Kadar Önemli?
Bireyin eğitim araçlarına ulaşmada herkesle aynı haklara sahip olması ve potansiyelini gerçekleştirebilmek için çocukların eğitsel kaynaklara ulaştırılabilmesi çok önem taşır. Eğitimde fırsat eşitliği, toplumun tüm bireylerinin yeteneklerini geliştirebilmede, ayrıma maruz kalmaksızın hizmetlerden eşit ölçüde faydalanmalarına dayanır. Eğitim Sosyolojisi buna engel olan nedenleri toplumsal bağlamda irdeler. Coğrafi sebepler, siyasi sebepler, toplumsal sebepler, ekonomik sebepler ve bireysel sebepler gibi bir çok etmenin eğitim fırsatı elde etmedeki yerini inceler. Her birey doğarken eşit yasal haklarla doğar fakat; birçok açıdan eşit olmayan olanak dağılımlarıyla yaşarlar. Eğitim de bu alanlardan biridir. Ailenin sosyo ekonomik yapısı, kültürel ve coğrafi farklılıklar, hatta cinsiyet farklılıkları bile buna sebep olabilmektedir.
Eğitimde Fırsat Eşitliği ve Başarı İlişkisi Nedir?
Eğitsel fırsat eşitliği ve başarının ilişkisi yadsınamaz. Eğitsel imkanlara ulaşabilen ve kullanabilen çocukların potansiyelleri açığa çıkar ve gelişimleri daha yüksek olur. Bu konuda geliştirilmiş bir çok sosyolojik model vardır. Bunların başlıcaları şöyledir;
- Köktenci Model: Bu modelde eğitsel başarıda aile ve çevre, yetenekten daha önemlidir. Yetenek ailedeki koşulların yansımasıdır.
- Geleneksel Seçkinci Model: Bu modele göre zeka, doğal ve doğuştan olmayıp, toplumsal bir özelliktir.
- Evrimci Liberal Model: Yetenek büyük ölçüde kalıtsaldır.
- Meritokrasi Modeli: Başarı farklılıklarının kaynağı kalıtsal yetenektir.
- Ödünleyici Liberal Model: Eğitim sistemi, evdeki yoksunluğu, telafi edebilir.
Seçme: Okul öğrenciye toplumsal ve bireysel açıdan fayda sağlamak için ilk önce seçme becerisini vermelidir. Çünkü; kişi yapacağı tercih ve seçimler ile kendi yolunu kendi seçecektir. Gelecek toplumların karmaşık ve imkan genişliği içinde bu yolu çizebilmek için okul bir araçtır.
İlişki Kurma: İnsanlar arasında etkileşim yaratmak ve iletişim bağları kurmak, bu amaçla işlevsel yöntemler geliştirmek eğitimin görevidir. Yaşam hızlandıkça ve insanlar daha çok etkileşim kurdukça insan toplulukları da büyümektedir. Eğitim sosyolojisi bu görevi de üstlenerek eğitimin bütünselleştirici yönünü kullanmaktadır.
Öğrenme: Okul öncesinden eğitimin en üst kademesine kadar okullarda verilen kazanımlardan en önemlisi bilginin hazır verilmesindense elde edilmesi ve kullanılmasının öğretilmesidir.
Geleceğin aydın nesilleri, çok bilen değil, bilgileri en iyi kullananlardır. "Yarının cahili, okuma yazma bilmeyen değil, nasıl öğrenmesi gerektiğini öğrenemeyen kişi olacaktır." anlayışı daha da benimsenmeye başlanmıştır.
Toplumsal adalet ve eşitlik sağlama, ekonomik kalkınma, işsizlik, yoksulluk gibi sorunlara eğitim yoluyla çözüm aramak eğitim sosyolojisinin konusu içindedir. Her bakımdan yeterli, topluma uyumlu ve gelişimini doğru tamamlamış yeni nesiller yetiştirmenin toplumsal gelişmedeki yeri bakımından eğitim sosyolojisi çok önemlidir.