Mükemmel Öğretmene Dair Doğru Bilinen Yanlışlar
”Öğretmenimiz çok iyi, şimdiden diğer sınıflardan 2 ay öndeler.”, “Öğretmenimiz şahane çocukları hiç boş bırakmıyor her gün mutlaka 10 sayfa ödev veriyor.”, “Öğretmenimiz o kadar iyi ki anasınıfında çocukların hepsine okuma-yazmayı öğretti.”, “Öğretmenimiz çok iyi bizimki diğerlerinden ileride olduğu için öğretmenin yetişemediği çocuklara bizim çocuk yaptırıyormuş.”
Öğretmenlere dair buna benzer birçok cümle duymuşsunuzdur şimdiye kadar. Acaba duyduğunuz ve takdir ettiğiniz öğretmenlerin öğretim anlayışlarının ne kadarı pedagojik olarak öğrenciler için doğru? Birlikte inceleyelim.
Diğer Sınıflardan Önde Olmak
Öğrencilerin yaşlarına göre zihinsel gelişim hızları vardır. İtiraf edelim ki zaten hali hazırda kullanılan müfredat oldukça yoğun, her sene çocukların sene içinde öğrenmeleri gereken kazanımlar Bakanlık tarafından azaltılıyor. Durum bu iken olması gerekenden daha ileride bir program izlemek ve bunu çocuklar hazır sıkılıyorlar mantığına oturtmak, bir sınıf içindeki çocukların hepsinin zihinsel düzeylerinin aynı olmadığını da düşünürsek çok da doğru bir yaklaşım değildir. Bunun yerine çocukların zamanında öğrenmeleri gereken bilgi ve becerileri çeşitlendirmek, örneklendirmek ve hayata geçirmek çok doğru olacaktır.
Yüklü Ödevler
Özellikle ilkokulda ilk 3 sene olabildiğince az ödev çocuğun yararınadır. Çocuk yaşı gereği hareket ister ve okulda bu ister istemez kısıtlanır. Öğrenme tekrarla kalıcı olur fakat çok fazla tekrar ya da saatlerce süren ödevler çocuk için zorunlu bir öğrenme ortamı yaratacağı için öğrenmede tam olarak gerçekleşmez. Ayrıca çocukta öğrenme isteği yaratılmadığı sürece dış motivasyonla sürdürülen zorlayıcı öğrenmenin çocuğa faydası yoktur. Aksine öğrenmeye karşı olumsuz duygular oluşmasına neden olur. Bu nedenle amaca uygun olmayan, çocukların saatlerini alan ödevler çocuğun zamanını ve anne babalar olarak sizlerin de sabrını azaltmaktan öteye gidemez.
Çocuğa Yetişkin Rolü Dayatmak
Bazı çocuklar akademik anlamda sınıfta diğer çocuklardan birazcık daha ileride olabilirler. Bu hemen hemen her sınıfta öğretmenlerin karşılaştığı olağan bir durumdur. Çocukların akademik olgunlukları birbirlerinden farklıdır. Gözden kaçan nokta ise bazı durumlarda tabi onun da diğerlerinin akranı olduğudur. Öğretmenin çocuğa diğer arkadaşlarına öğretme rolü vermesi aslında çocuğa öğreten, öğretmen ve sonuçta yetişkin rolünü dayatması demektir. Bu rol ne çocuk için ne de akranları için duygusal olarak yönetebilecekleri ve anlamlandıracakları bir hal değildir. Aynı şekilde çocukların sosyal ilişkilerine de zarar verir.
Ayrıca bakınız: Zor Öğretmen İle Başa Çıkmanın Yolları