Reggio Emilia Yaklaşımında Sanatın Önemi
Reggio Emilia yaklaşımı geleneksel eğitim anlayışının yerine yapılandırmacı eğitim anlayışını temele almıştır. Bu yaklaşımda eğitim ortamı sosyalleşmeyi, sanatsal düşünceyi, yaratıcılığı, hayal gücünü, sanatsal duyarlılığı kazandıracak şekilde dizayn edilmiştir.
Sanat, erken çocukluk eğitiminin vazgeçilmez bir parçası olarak çocuğun bilgiyi yapılandırılması sürecinde önemli bir rol oynar. Yaratıcı düşünce kabiliyetlerinin öne çıktığı sanat çalışmalarında, Reggio Emilia çocukları düşünür, tartışır, teoriler üretip, zenginleştirilmiş ortamlarda bu teorilerini test etme fırsatı bulur. Bu açıdan Reggio Emilia yaklaşımında sanat bir döngüdür. Yani çocuk sanat aracılığıyla düşüncesini ifade etme fırsatı yakalarken, geri bildirim alma şansı da bulur.
Sanat eğitimi, özellikle okul öncesinde çocuğun önceden öğrenmiş olduğu bazı davranış ve sözcüklerden daha güçlü bir anlatım ve iletişim aracı olarak karşımıza çıkmaktadır. Çizim, boyama ve üç boyutlu - inşa etkinlikleri çocuğun duygu, düşünce, algı, kavram, tepki ve becerilerinin somut göstergeleridir. Çocuğun kişisel ve sosyal gereksinimleri bazı sanatsal sembolleri kavramalarıyla yakından ilgilidir. Çocuğun dünyasında çizim ve boyama işlemleri sonucunda oluşan lekeler, belli belirsiz çizgi ve şekiller, iletişimin ve kabul görmenin belirtileridir. Çocukların oluşturdukları bu sanatsal etkinlikler önceden planlanmayan yeni veya aniden oluşan tanımlamalardır. Karalama, büyümenin ilk adımıdır. Devinimsel gelişimin önemli bir dışavurumudur. Çocuğun gelişim süreci içinde görme, algılama, düşünme ve çevresiyle tanışma sürecinde oyun ve sanatsal etkinliklere karşı dayanılmaz bir dürtü, içgüdüsel, dinamik bir istek vardır. Bu istek, çocukta hayal kurma-imgesel beceri, konuşma, yürüme becerisi ile birlikte veya daha önce de ortaya çıkabilir.
Çocuk, imge yoluyla mantıksal, analitik kurallara bağlı kalmaksızın çeşitli etkinlik ve buluşlara yönelir. Dolayısıyla çocuk, yaptığı etkinliklerle kendini yansıtmakta, olaylar hakkında duygu, düşünce ve görüşünü kavrayabildiği, algılayabildiği şekilde dile getirebilmektedir. Çevresindeki olayları ve varlıkları kavrama olgusuna da ancak bir yetişkinin müdahalesi olmaksızın, kendisi keşfettiği zaman doyuma ulaşabilmektedir. Reggio Emilia programı sanatsal aktiviteleri ve yaratıcı yönelimleri destekler. Özellikle sanat atölyelerinde öğrenciler yaratıcılıklarını geliştirebilecekleri etkinlikler yaparlar. Sanat öğretmenleri yapılan çalışmaları destekler, diğer sınıflardaki çocuklarla yapılan çalışmaların paylaşılmasını ve tartışılmasını sağlar. Çocukların kalıplaşmış etkinlikler yerine özgür düşünceyi geliştirici etkinlikler yapmaları desteklenir. Çocuklar yapılan bu etkinliklerle yaratıcılığını en üst seviyeye çıkarma imkânına sahip olurlar.
Sonuç olarak; Reggio Emilia yaklaşımı; yaparak yaşayarak öğrenmenin temele alındığı, öğrencinin aktif olduğu, zengin uyarıcılar ile yaratıcılığın geliştirildiği, çocuğa problem çözme becerisinin kazandırıldığı bir yaklaşımdır.