Çocuk Yetiştirmede Anne Baba ve Öğretmenin Rolü
Okul öncesi dönemde ki ebeveyn ve eğitmen tutumları özenli, dikkatli, çocuğu cesaretlendirici, övücü değil güven kazandırıcı, sonucu değil süreci takdir edici yönde olmalıdır. Çünkü günümüz çocuk yetiştirme biçimlerinde övgünün, ödülün ve takdirin çok yer aldığını görmekteyiz. Bu durum çocuklarda ayakları yere basmayan, şişirilmiş bir ego geliştimelerine neden olmaktadır.
Unutmamalıyız ki sınıf ortamlarında ve dışında eğitmenler model alınan yüksek statüye sahip otoritelerdir. Öğrencilere sergilenen eleştirel ya da takdir edici eylemler onların bilişsel haritalarına işlenip bir sonraki öğrenme süreçlerine, benlik saygılarına olumlu olumsuz katkılar sağlamaktadır. Yine kişiliğin oluşmaya başladığı erken çocukluk ve ergenlik yıllarında ebeveynlerin göstermiş oldukları çocuk yetiştirme performansları çocuğun yaşantısında önemli rol oynayacaktır.
Çocuk, yardımsever mi? paylaşımcı mı? kaba mı? saldırgan mı? uzlaşmacı mı? sakin ya da kaygılı bir yapıya mı sahip olacak bu mizacın şekillenmesi ve kişiliğin oluşturulmasında birincil sebep teşkil edecektir. Bu sebeple doğum öncesi ve sonrası tutumlarımız araştırmalarında söylediği, taklit, gizli öğrenme, ayna nöronlar gibi fizyolojik etkenlerle desteklenip çocuğun serebral korteksinin nasıl gelişeceğini belirler. Kişilik yaşamımızla şekillenen, Mizaç ise kalıtsal olarak edindiğimiz bizi biz yapan temel taşlardır.
Fakat Mizacı değiştirilemediğimiz gibi şekillendirme şansımız vardır. Bu nedenle nasıl bir çevrede yaşadığımız, nelere maruz bırakıldığımız ve nasıl örnekleri gözlemlediğimiz kalıtsal özelliklerimizinde nasıl şekillendirirleceğine katkı sağlayacağımızı belirler. Bu sebeple sevgili anne babalar “annesine benziyor, ben de küçükken böyleymişim, geç konuşmuşum, kıskançmışım, çok ağlarmışım” gibi etiketlerimizi çocuklarımıza yapıştırmadan önce çocuklarımıza sunduğumuz yaşam ortamlarımızı eleştirmeli onlar için en uygun olanı seçmeliyiz.
Bu yazı Özel Düşlerevi Anaokulu Uzm. Psik. Gülçin Aydemir tarafından yazılmıştır.