fb
İstanbul Ankara İzmir Antalya Bursa Kocaeli Adana

Eyvah! "Hayır" Krizi Başladı

Görüntülenme Sayısı: 43

Çocuk yetiştirmek, özellikle 2,5–3 yaş döneminde sabır gerektiren bir süreçtir. Bu yaşlarda çocuklar sık sık inatçı davranışlar sergileyip "hayır" diyebilir ve öfke nöbetlerine girebilir. Bu, aslında çocukların bağımsızlıklarını keşfetme çabasının bir parçasıdır. Peki, bu "hayır krizi" döneminde çocuklara nasıl yaklaşmalıyız?

Çocuk Artık Bir Birey

Oyuncak istiyorum diye tutturan 3 yaşındaki bir çocuğa nasıl davranırsınız? Kıpkırmızı suratı ile yerde tepinip, “ben bunu istiyorum” diye avazı çıktığı kadar bağırdığında neler yapabilirsiniz ki? Peki, süt şişesini yere boşaltmak için diretene ne tepki gösterirsiniz. Olmayacak bir şey için inat edip, bağıran çocuklar ile ne yapılabilir. Görmezlikten gelmek mi, ondan daha çok bağırmak mı, onu zorla ikna etmeye çalışmak mı? İlk çocukluk evresinde 2,5–3 yaş gelişimin zorlu dönemlerinden birisini oluşturur. “Serkeşlik devresi” olarak tanımlanan bu dönemde çocuk; dengesiz, olumsuz, kararsız ve isyankârdır. Sosyal duyarlılıkla yaptığı gösteriler yardım isteği ve hayal gücünün arttığı bu dönemde çocuk büyüklerin söylediklerine itiraz edebilir hatta tam tersini yapabilir. Eylemleri kısıtlandığında öfkelenebilir, çevresinden yardım istemez ve yaptığı şeyi tek başına başarmayı ister. Uzun açıklamalar ve yasaklarla “hayır” diyen çocuğa olayın gerçekleştiği kriz anında bir şey anlatmak pek mümkün değil. Çünkü inat ettiği zaman, her şey kendi arzusuna göre olsun ister. Bunun dışına çıkan hiçbir açıklama ya da yasak çocuğu tatmin etmez. Uzmanlara göre bu dönem, çocuğun kişilik gelişiminin bir parçası, hatta en önemli parçalarından biri. Çünkü çocuk inat ettiğinde aslında kendini olduğu gibi kabul ettirmeye çalışır. Kendi düşüncelerinin, isteklerinin ve bir anlamda kişiliğinin kabul görmesini ister. Bu nedenle uzmanlar, çocuğun kişilik kazanması için bu devrelerin olması gerektiğini vurguluyorlar.

Çocuk Artık Bir Birey

Bu dönemlerde çocuklar kendi başlarına bir şeyler yapma peşindedirler. Çünkü bazı şeyleri kendi başlarına başardıklarını görürler. Artık oda bir takım olayları başlatır, başrolünü oynar ve istediği gibi yönlendirebilir. Eylemleri bir hedefe doğru yönlenmeye başlamıştır. Mesela çocuk kumda anlamsız oynamaz, kumu kamyonunun kasasına bilinçli olarak boşaltmaya başlar. Çocuğun kendi yeteneklerini keşfetmesi, gururunu okşar. Tabii bunda çevresinin, onun yeteneklerine karşı gösterdiği ilginin de payı var.

İşler Yolunda Gitmediğinde

Çocuğun artık her şeyi kendisinin yönlendirmesi, onu bir anda kendisi için büyük kılar. Bu nedenle, çok sık şu anahtar kelimeleri kullanır; “Kendim yapacağım.”, “Yalnız yapacağım.”, “İstiyorum.”, “Hayır”. Çocuk tamamen kendisine konsantre olup, kendi dünyasını yaratma çabasındadır. “Ben bazı şeyleri başarıyorum!” düşüncesi gelişir. Bu ise çalışma ile elde edilir. Bu nedenle, işler her zaman küçük afacanın istediği gibi yürümez. İşte o zaman küçük afacan büyük bir öfkeyle küplere binip bağırır, tepinir, her şeyi yakar yıkar. Genelde anne baba bu hareketi kendine karşı yapılan bir kapris olarak algılar. Oysa çocuğun öfkesi anne babasına değil dünyanın kendi istediği gibi olmamasınadır.

Doğru Yaklaşım Nasıl Olmalı?

Doğru Yaklaşım Nasıl Olmalı?

Çocuk hayır döneminde iki şeyi öğrenmeli. Bunlardan birincisi, kendi beceri ve yetisiyle bazı şeyleri başarabileceği. İkincisi ise, kendi dünyasının dışında başka bir dünyanın da var olduğu. Çocuk bu dönemde çevresine anlayış göstermeyi öğrenmeli. Peki, çocuğun bunları yapmaya hakkı var mı? Birçok ebeveyn çocuğun inat etmesini gereksiz bulur. Çünkü onlar öfkelerini kontrol altında tutmayı öğrenmişlerdir. Oysa çocuklar her şeyi siyah ya da beyaz görürler. Bu sebeple işler onun istediği gibi yürümeli ya da kıyamet kopmalıdır. Bu dönemin geçici olduğunu bilmek ve sabırlı olmak gerekiyor. Buna hakkı olup olmadığını düşünmek yerine, her çocuğun geçirdiği bu evrede, biraz olsun serbestlik tanınmalı. Olaydan sonra açıklama yoluna gidilerek, olayların neden onun istediği gibi yürümediği anlatılmalı. Böyle durumlarda anne babanın yakınlığı ve tesellisi, çocuğa başaramadığı şeylerin dünyanın sonu olmadığını hissettirir. Olay anında bu durumun engellenemeyeceği ve engellenmeye çalışılması gerektiği unutulmamalı. Çünkü çocuk bu davranış biçimiyle kendi sınırlarını çizer.

Eğer Büyük Kardeş Varsa

Küçük çocuğunuzun bu tür davranışlarını sabırla karşılamanız, evdeki diğer kardeşin “Ben neden yapamıyorum?” demesine yol açabilir. Bu sebeple anne büyük kardeşi yanına almalı. “Gel seninle birlikte kardeşinin bu durumunu halledelim.” Tarzında bir yaklaşım doğru olacaktır. Bununla birlikte “sen büyüksün, sen ablasın” kelimesini çok kullanmamak gerekiyor. Çünkü bu durumda büyük çocuk “ben ablayım, ağabeyim” diyerek kendi çocukluğunu yaşayamaz hale gelebiliyor. Çocuklar arasındaki yaş farkı da burada önemli. Yaş farkı çoksa iş daha kolaylaşıyor, yaş farkı az ise durum zorlaşıyor. O anın gidişatına göre, anne olayı dengelemeli. Büyüğü biraz daha üstte tutmak, küçüğün yanlışını düzeltirken ondan yardım almak ve duygusal dengeyi koruyabilmek için çaba sarf etmek gerekiyor.

Eğer Büyük Kardeş Varsa

Kriz Anında Ne Yapmalı?

Öncelikle bu bir dönem. Bunu unutmamalısınız. Çok sabırlı, yumuşak ve tatlı olmak gerekiyor. Kriz anında konuyu gündemden çıkarmak, başka bir olayı gündeme getirmek, dikkatini başka bir şeye çekmek bir yöntem olabilir. Bazen bu krizler çok aşırı olabiliyor. Çocuğunuz kendini her şeye kapatıp avazı çıktığı kadar bağırmaya başlayabilir. Bu durumda onu kucağınıza alıp, hafif hafif sırtını severek, ne kadar bağırırsa bağırsın “canım”, “tatlım” gibi güzel sözlerle yatıştırmak gerekiyor. Her şey yatıştıktan sonra; yaptığı işin yanlışlığını, çok fazla ben dili kullanmadan, çevreden örnekler göstererek ona anlatmak gerekiyor. Yanlış tekrarlandığında yine çok tatlı, çok yumuşak ve “hayır” ve “sen” kelimelerini kullanmadan yaklaşmak lazım. “İyi çocuklar bunu yapmaz.” Gibi ifadelerle durumu daha kolay atlatabilirsiniz. Genel olarak bu dönemde, çocuğa sorumluluk vermek gerekiyor. Bazı durumlarda ise konunun ajitasyon malzemesi haline gelmesi söz konusu olabilir. Tutturma faslı çok abartılı olabilir. Dönem uzayabilir. Büyük krizler yaşanabilir. Bu tip durumlarda klinik psikolojiye başvurmak gerekiyor.

Bu makale Özel Tan Mavi Beyaz Çocukevi tarafından yazılmıştır.

Bu makale Zafer Kuş tarafından 16 Eylül 2024 tarihinde yazılmıştır.
Diğer Veliler ile Paylaş!

Bu makaleye henüz bir yorum yapılmamış ilk yorumu yapan sen ol! Yorum Yap
Yorum Yap
Ad Soyad *
E-Posta Adresiniz *
Yorumunuz *
PAYLAŞ
İstanbul Bölgesinde Yorumlanan Bazı Okullar
Özel Çekmeköy Final Okulları Anaokulu Özel Okul
Özel Çekmeköy Final Okulları Anaokulu

Anaokulu katı oğluma çok şey kattı, özgüvenim gelişti , çok emek özveri ve sevgi ile eğitildi çocuğum

Özel Minik Orman Ekoloji Anaokulu Özel Okul
Özel Minik Orman Ekoloji Anaokulu

Genel imkanları ile güvenle gönderebileceğiniz bir okul. Öğretmenlerin ilgisinden de çok memnunuz

Özel Çekmeköy Final Okulları Fen Lisesi Özel Okul
Özel Çekmeköy Final Okulları Fen Lisesi

4 yaşından beri öğrencisi olduğum okulumda şimdi Fen lisesi öğrencisiyim.Okulumu,öğretmenlerimi ve arkadaşlarımı çok sev...

Üye Girişi

Şifremi Unuttum

veya

Facebook İle Giriş Yap Üye Ol | Kurumsal Giriş

Üye Ol

veya

Facebook İle Üye Ol Üye Girişi | Okul Kayıt | Şifremi Unuttum