İlkokul Yaşantısına Dair Doğru Bilinen Yanlışlar
Hepimiz çocukların ilkokul yaşantısına dair az-çok fikir sahibiyizdir. İlkokula giden çocuğumuz olmasa bile ilkokullarla alakalı birkaç genelleme vardır mutlaka hafızalarımızda. Bu genellemeler nerelerden günümüze kadar gelmiştir bilinmez ama en azından ne kadarı doğrudur onu söyleyebiliriz.
Kadın Öğretmen Yumuşak, Erkek Öğretmen Otoriter Olur
Cinsiyetlere göre karakter yapısının şekillendiği herhangi bir meslek pek görülmüş bir durum değil. Bu durumun öğretmenlik mesleğine yüklenmesinin sebebi ise öğretmenlik mesleğinin profesyonel bir meslek olarak görülememesinden kaynaklı olabilmektedir. Çocuklar öğretmene emanet edilir. Öğretmenler çocuklarla vakit geçirdiği için burada işler biraz karışmaktadır. Çocuğun vakit geçirdiği herhangi bir yetişkin değildir öğretmeni. İlkokul öğretmeni bu mesleğin eğitimini almış, çocuk eğitimi ve psikolojisine hakim bir profesyoneldir. Bu nedenle öğretmenin yumuşak ya da otoriter olmasından çok konuşulması gereken özelliği etkili bir sınıf yönetimine sahip olup olmadığıdır. Ve elbette bir insanın yumuşak ya da otoriter olmasının cinsiyetiyle bir bağlantısı yoktur.
Ön Sırada Oturunca Daha İyi Öğrenilir
Ön sırada oturmak göz problemi olan öğrencilere öğrenme sürecini kesintiye uğratmaması açısından yardımcı olabilir. Hiperaktivite ve dikkat eksikliği tanısı almış öğrenciler için de arka ya da orta sıralarda oturmak çok daha fazla uyarana maruz kaldıkları için önerilmemektedir. Bu öğrencilerin ön sıralarda oturması öğrenmelerini kolaylaştırabilir. Çok sıcak bir yerde oturmak ( kalorifer peteğinin yanındaki sıra) ya da çok güneş alan bir sırada oturmak öğrencinin konsantrasyonunu düşürebilir. Öğrenci mevcudu çok fazla olan sınıflarda da ön sıralarda oturmak avantaj olabilir fakat 20-25 kişilik bir sınıfta öğrencinin sırasının konumunun öğrenme sürecine etkisinin çok da güçlü olduğu söylenemez.
Çok Ödev Veren Öğretmen İyidir
“2-A sınıfının öğretmeni günde en az 2 saat ödev veriyormuş” Benim çocuğumun öğretmeni çok az veriyor. 2-C sınıfının öğrencileri çok daha başarılı olacak bizimkiler geride kalacaklar. Maalesef çok ödev yapmanın bilimsel olarak başarıya etkisi kanıtlanamamıştır. Uzun saatler boyunca süren ödevleri yapmak aksine çocukları çok fazla yormaktadır. Kendilerine, dinlenmeye, oyuna ayırmaları gereken süreyi ödeve ayırdıkları için çocuklar çocukluklarını kağıtlar ve ders kitapları arasında geçirmektedir. İdeal olan nitelikli ödevdir. Bundan yola çıkarak çocuğu yormadan evde kendine vakit ayırmasına fırsat tanıyan, nitelikli ödev veren öğretmenler başarıyı getirmektedir.
Önemli Olan Türkçe ve Matematikdir
Genelde 1. Sınıftan itibaren okuma-yazma ve matematikle ilgilenirken diğer dersler daha önemsizmiş gibi algılanır. Oysa Türkçe ve matematik dersleri dışındaki derslerin her biri oldukça önemli derslerdir ve çocuğun gelişimine inanılmaz katkı sağlarlar. Bununla bağlantılı olarak da beden eğitimi dersini atlayıp onun yerine matematik dersi yapan ya da müzik dersini es geçip Türkçe çalıştıran öğretmenler de veliler tarafından çok takdir edilmektedirler. Oysa ki beden eğitimi dersinin saatlerinin daha fazla bile olması gerekir. Bir çocuğun fiziğini tanıması ve her hafta belli saatlerde spor yapması yaşamının tüm alanlarını olumlu şekilde etkiler. Resim dersleri çocuğun sanatsal yeteneklerini sergilediği bunu yaparken de iç dünyasını aktardığı, çeşitli teknikler öğrendiği ve dünyaya bakışını renklendirdiği bir derstir. Müzik yine aynı şekilde müzik yoluyla kendini ifade edebildiği ve belki bir enstrüman çalmayı öğrendiği bir derstir. Bir çocuğa hiçbir Türkçe metninde ya da matematik probleminde, çocuğun bu derslerde edindiği deneyimi yaşatamazsınız. Her ders en az bir diğeri kadar önemlidir ilkokul hayatında.
Çocuk Hareketliyse Hiperaktiftir
Her hareketli çocuk hiperaktif değildir. Bir çocuğun hiperaktif olduğunu söyleyebilmemiz için bir çocuk psikiyatristinin çocuğu gördükten ve belli bir takım testler yapıldıktan sonra çocuğa hiperaktivite tanısı koymuş olması gerekir. Fakat genelde biraz hareketli bir çocuk görüldüğünde hemen bu çocuk hiperaktif diye yorumlanabilmektedir. Nasıl ki kağıt mendile kağıt mendil yerine çok bilinen bir firmanın ismini diyorsak, hareketli çocuk da eşittir hiperaktivite olarak etiketlenmektedir. Çocukları bir uzmana göstermeden ya da bir uzamanın görmesine ihtiyacı bile olmadan tanı koymak, etiketlemek oldukça yanlış bir tutumdur.
Rehberlik Sadece Problemli Öğrenciler İçindir
Çocuğunun rehberlik servisine çağrıldığını ya da rehberlik ve psikolojik danışmanlık servisi tarafından görüşmeye çağırılan veli hemen endişelenmeye başlanır. Acaba çocuğumda bir problem mi var? Yolunda gitmeyen bir şeyler mi var? Vb.. olumsuz duygular içine girebilir. Oysa ki okullarda verilen Rehberlik ve Psikolojik Danışma hizmetlerinin tek görevi bir problem olduğunda çocukla ya da aileyle danışma yapmak değildir.
Koleje Giden Çocuk Başarılı Olur
Kolejlerin devlet okullarına göre özellikle sosyal olarak gerçekten büyük farkları olabilmektedir. Fakat koleje giden çocuk mutlaka başarılı olacaktır diyemeyiz. Çocuğun başarısı öğretmen, ailenin desteği, okulun imkanlarıyla bağlantılı olduğu kadar çocuğun öğrenmeye hazır oluşuyla ve öğrenme becerilerinin öğrenilenle ne kadar uygun oluşuyla da alakalıdır. Bu nedenle çocuk hazır değilse ya da öğrenmeye bağlı herhangi bir problem yaşıyorsa gittiği okulun statüsünün çok da önemi yoktur başarısında.
En Pahalı Olan Okul En İyi Okuldur
Özel okul fiyatları arttıkça okulun sunduğu öğrenim hizmetinin kalitesinin de o derece etkili olmasını beklemek elbette çok doğru bir mantıktır. Fakat uygulamada aynı mantıktan söz etmek biraz güçtür. Bazı özel okullarda fiyatlar çok yüksek olmasına rağmen verilen hizmet kalitesi maalesef beklenen seviyede olamıyor. Bu nedenle okul seçerken fiyatına göre değil eğitiminin niteliğine göre seçmek çok daha sağlıklı bir yol olacaktır.