Çocuklarda Cinsel Gelişim
Cinsellik; karmaşık bir yapıya sahip olmakla birlikte biyolojik, psikolojik, sosyo-kültürel, toplumsal ve ahlaki boyutları olan çok önemli bir konudur. Özgür Nesiller Anaokulu Klinik Psikologu Özden Ulaşoğlu, "Cinsel gelişim nedir?" sorusunun cevabını verirken aynı zamanda çocuklarda sağlıklı cinsel gelişim için ebeveynlere düşen görevleri siz okuyucular için paylaşıyor.
Cinsellik için duyguların, zekanın ve bedenin birlikte kullanılması gerekir. Zeka, duygu ve bedenin birlikte kullanılması ise insanı diğer canlılardan ayıran en önemli özelliktir. Önem ve merakı çocuklukta başlayan cinsellik kavramı, ergenlik dönemi ile birlikte neredeyse tamamen şekillenir. Cinsellik konusunda verilen doğru ve yeterli eğitim ile çocukların psiko-sosyal gelişim evrelerini sağlam temellerle inşa etmek ebeveyn tutumlarına bağlıdır.
Çocuklara Verilen Cinsel Eğitimin Önemi
Cinsel eğitim genel anlamı ile şu amaçları içerir:
- çocuk ya da ergenin, duygusal, sosyal, bedensel, zihinsel ve cinsel gelişimleri süreçlerini sağlıklı temellere oturtmak,
- kendi cinsiyetinin ve bedensel özelliklerinin farkında olmasını sağlamak,
- hem kendi cinsinin hem de karşı cinsin özelliklerini ve rollerini ayırt etmesini sağlamak,
- cinsellik hakkında bilgilendirme ve bilinçlendirme ile topluma uyum sağlayarak yaşamasını kolaylaştırmak.
Çocuklara Cinsel Eğitime Kaç Yaşında Başlanmalıdır?
Cinsel eğitimde ailenin rolü çok önemli olmakla birlikte verilen cinsel eğitimin zamanlaması ve miktarı çok önemlidir. Cinsel eğitime ne zaman başlamak gerektiği ile ilgili sorular eğitimcilere, psikologlara ve pedagoglara en sık sorulan sorulardır. Ancak; cinsel eğitimin verilmeye başlama yaşı ya da belirlenen bir gelişim aşaması ile ilgili bir kuram ya da genelleme yoktur. Cinsel farkındalık bireyin doğumuyla başlar, ergenlik dönemi hatta hayat boyu süren bir öğrenme sürecidir.
Cinsel eğitim için belirlenmiş bir yaş yoktur. Fakat anne ve babalar çocukları okul öncesi döneminde (3-4 yaş civarında) ilk sorularla karşılaşmaya başlarlar. Sorulara verilen cevaplar açık, net ve sade olmalıdır. Ayrıca utanılacak bir şey olmadığı bilinci ve bilimsel kaynak desteği ile yapılan bilgilendirmeler ile ileriki süreçler kolaylaşır. Anne ve babalar çocuğa başkalarının dokunması durumunda rahatsız oluyorsa bunu paylaşması gerektiğini öğretmeli, cinsel davranışlarının sınırlarını çizmesinde çocuğu bilinçlendirmelidir. Bu eğitimler vakti gelmeden verildiğinde ve çocuğun olgunluk düzeyine uymayan ayrıntılar içerdiğinde sakıncalıdır.
Çocuğu izlemeli, davranışlarını takip etmeli, zamanında uyarılmalı ve çocuğa kavramaya hazır olduğu bilgiler sunulmalıdır. Henüz sormadığı, merak etmediği açıklamaları yapmak çocuğun zihninin karışmasına ve ihtiyacı olmayan bilgilerle huzursuz olmasına sebep olur. Aynı şekilde belli bir yaşa gelmiş olan çocuğa da ihtiyaç duyduğu bilgiyi vermemek, onu cinsel gelişim konusunda bilgisiz bırakmak, yaşıtlarından geri, yeteneksiz, endişeli ve ürkek hissetmesine sebep olur. Oysa çocuğun cinsiyeti ile ilgili konularda bilgi edinmeye ihtiyaç duyması, cinsel konuları merak etmesi, merakını gidermek için de soru sorması en doğal ihtiyaçlarındandır.
Çocuk cinsel gelişimi ile ilgili endişe veya korkularını ailesi ile paylaşabilmelidir. Bu konuyu danışabileceği birinin olmaması merakını ve duygularını bastıran çocukta sorunlara neden olabilir. Ve hep hatırlanmalıdır ki varoluşumuzun kaynağı olan cinsellik hakkında konuşmak veya soru sormak ayıp ya da günah değildir. Özellikle gelişen ve değişen dünyada artık tabu olmamalıdır. Çocuk, her konuda olduğu gibi bu konuda da anne ve babasına soru sorma ve sorularına cevap alma özgürlüğü olduğunu bilmelidir. Anne ve babası ile sağlıklı, şeffaf ve açık iletişimi olan çocuk; bedenini daha iyi tanıyarak, kendi sağlığı ve cinsel gelişimi hakkında bilgi sahibi olur. Ailenin olumlu yaklaşımı, açık iletişime yatkınlığı çocuğun cinsel soru ve sorunlarının çözümünde çok önemli rol oynar.
Bazı uzmanlara göre ruhsal bozuklukların çoğunun temelinde cinsellik konusunda eğitim yetersizliği yatar. Bu nedenle anne ve babalar çocuklarına mutlaka doğru zamanda doğru kaynaklarla cinsellik konusunda bilgilendirme yapmalıdırlar. Ailesi ile etkin iletişimi olmayan, arkadaşları ile konuşmakta ise çekingen olan ergenlerin; cinsellikle ilgili kitap, dergi, broşür ve uygunsuz internet adreslerinden yararlandıkları görülür. Bu durum da ileriki zamanlarda çocuğun olumsuz davranışlarına ve cinsel sorunlarına zemin oluşturabilir. Paylaşım, anlayış, etkili iletişim ve sevginin yoğun olduğu aile ortamında yetişen çocukların, cinsel gelişim sürecinde sorun yaşama olasılıkları kapalı iletişim olan, tabuları olan ailede yetişen çocuklara göre daha düşüktür. Açık ve etkili iletişim olan bir ailede büyüyen çocuklar merak ettiklerini rahatlıkla sorabilir ve uygun yanıtlar alabilirler. Sağlıklı kız/erkek arkadaş iletişimini rahatlıkla kurabilirler. Varoluşlarını keyifle sürdürebilirler.
Kaynakça
- Dr. Obengül Ejder-ÇOCUKLARDA SAĞLIKLI CİNSEL GELİŞİM VE ANNE- BABA TUTUMLARI
- Prof. Dr. Norma Razon, Eğitim Danışmanı – Pedagog -OKUL ÖNCESİ ÇOCUK VE CİNSEL EĞİTİM
Bu yazı Özel Özgür Nesiller Anaokulu Klinik Psikologu Özden Ulaşoğlu tarafından yazılmıştır.